Umut
öyle zorki
zamanın boşluğundan sana bakmak
kıpırtısız kaskatı
felçli bir insanın
gözlerini çivileyip duvara
hiçbir anlam ifade etmeyen bakışlarında
ölümü beklemesi kadar çaresiz
yaşamı düşlediği kadar yaşamış
umudu kadar var olan
umut
umutsa sevgili
uzun bir kışın ardından
toprağı çatlatıp
mavi bir kır çiçeğinin
göğe fışkırmasını
beklemesi kadar gerçek
umut
umutsa sevgili
yolun yarısını geçmiş bir adamın
yarım kalmış çocukluğuna
dönmesi kadar yalan