Umutlarım Darağacına Asılı
Yirmi beş yaşın gençlik yıllarında
arta kalan dünyamın umutları esiyorken
ceplerime doldurduğum bozuk para sesiyle
uyanıyorum seninle
sevda yarası başka çağlıyor dertlerimin
sevdam yaraya ç/atttı dağ gibi sıralandı gönül yarası
zor ve güzel...
ayan beyan ederdim düşlerime
içimde çağlayan umutları topladım
bir gülüşüne bedel
böyleydi halimiz gökteki yıldızlara b/akarken
kaybolanlara üzülür yas tutar yüreğim
günler bir birini kovalarken
gönlüm dağ misali esen rüzgarlara savrulurdu
haberin yokluğunda belki umuda fırtılar kopardı
çiğlığımın en durgun halinde
sonrası acıyan yüzümle gülüyorum
sen tutkulu gözyaşını silerken
acılı gülüşlerin bana acı verdiğinde kahroluyorum
bir bilsen
gözyaşın yağmurlara benzerdi
sen hüzünlere sır s/aklardın özgürce
bense dobra söyleyen dilimle severdim gülüm
seni düşünürken
uzatmalı bir sevdaya yama yaptım
amaliyetı zor hastaya bakışı kadar hüzünlere umut sardım
dikişi düğüm ipliğinde ağrı yapsa da sağlam
gülüşümün acıyan yanları
sabırlara acı hüzün eklerken
gülüşünle teselli oluyordum uzaktan seni sevmek
g/özlerime dürbün koyar gibi
seni g/özlemek yetti gayrı
düşüme sardığım umutlarına asılı kalınca
umutlarım darağacına asılı
sen gelirsin diye...
20*10*13*Karataş