Unutuş
Sen olmayınca
Harelerdi şehri yalnızlık
Nehirler donardı
Azgın sularda boğulurdu masum/n/iyet
Aidiyet cebimdeki son kuruş olurdu
Harcamaya kıyamadığım c/esaret
Al/danışıklı dövüşlerde yenilirdim hep!
Şerh düşerdim utanmazlığa
Niyetlenirdik aşkı aşkta bulmaya
Niyetlenirdik ulanmaya sevdaya
İnayetine sığınırdım…
Ayetler yağardı başımıza
Elele tutuştuğumuzda ,kutsardı bizi aşk
Ve dönülmez yolun başlangıcındaydık henüz
Öldürecektik birbirimizi
Aşkla
Aşk tan ağzındayken tam da sevdanın ortasında
paramparça tek yürek olduğumuzda.
Korktun ve gittin!
Şimdi sen yoksun
Tek tabanca
Tek kurşun çıkıyorum sürek avına
Önce aşkı bulacağım
Kutsayacak beni yeniyetme ayrılık
Tek kurşunu ölü yıldızlara saklayacağım
tüm şiirler sessizleşecek
leş kargaları üşüşecek başıma
ah o esaret
cesarete teslim edemediğim asalet
cehennem sokağında asacağım kendimi inayetine
zehrini akıtacak dilek
ölüm sarmaşığı gibi duvarımıza dolanacak
sen olmayınca solacak açelyalar balkonda
“pembe”
dil yarası gibi yakacak genzimi
hançer hançer dökülüp
saplanacak koynuma
saklamıştım seni sol yanımda
hayatın gizli öznesi aşkın yerini
zaman alıyor şimdi
oysa sensiz geçen güne gün dememiştim ben
tüm menekşeler yolunu şaşırdı sen gideli
şimdi
eksilmiş bir ağaç ağıt yakar sonbaharda yolunu şaşırmış bahara
esrik bir şarkı söyler tüm ölü yıldızlar
ay o kadar uzakta
Sesin ,
Sesin kulaklarımda halâ….
13 temmuz 2010 istanbul
Gülgün A.