Üstüm Başım Bozulmuş Şeker Kokusu
çocuğun kokusunda iklimler büzüşüyor
bu ses
duyulan ince tını
olmadık mavi gökyüzü veyahut denizde
isimleri okuyor bir bir
rüzgar alabildiğince
yaprakları altüst ediyor
dökülüyor seher vakti ellerimden
karanlığın rengi
her yer zifiri
ama aldırmıyor sevgi dolu yüreğim
her gün
arıyorum atmosferin en derininden
nefesime sokulan kum tanelerini
sorguluyorum bitişlerin nedenlerini
duymak acı veriyor bazen
görmek en elim kader çizgisi
ben düştüğümden beri
düşlerim yarım yamalak sanki
boylu boyunca yedi iklim
nöbet tutuyor yıldızım
gidiş belli iken çaresizce
uyumak haram oldu gözlerime
zaten günah bu kadar yolu beklemek
yolcu gelmedikten sonra
neye yarar ah çekmek
hiçbir beklentim
senin dışında bir varlığa ait olmuyor
bu görülebiliyor
lakin tuzaklar
kör bir bıçak gibi kalbime değdikçe
zar zor yaralar oluşuyor tenimde
üstüm başım bozulmuş şeker kokusu
uzaklaşıyor minikler yamacımdaki yerlerinden
hep seni vuruyor kalp atışlarım
akreple yelkovan hep seni gösteriyor
avuçlarımda sadece bir dirhem su
sakinleştirmiyor usumu
ruhum tir tir titremekte
şu günlerde
acaba
acaba
diyerekten can çekişmekte
şu önümden geçen açık yeşil
muradım olmuyor
akmazsan pencereme
eğer akmazsan pencereme
zaten hastalanıyor bedenim çaresizce
güneşim olmadığı için ölüyorum çok çok gizlice
eriyorum günden güne
...tebessüm zamanı geçeli epey oldu
ırmaklar çoşkunluğunu çoktan kaybetti...
kaybolmak büyüklük istiyordu
kaybolmak
senin üzerine hiç oturmuyordu
iyice küçülüyordun sözlerimde
ne kadar da dermansız kalıyordun
ben böyle söyleyince...
27.06.13