Üşüyorduk Biz

içimde sinsi bir ses

kimi haykırıyor neyi



işgal kilidi midir nedir, susturan dilimi




ey sevgili

yoksun diye şehir aralıklarında

gözlerim kör bela dolanıyorum

tökezleniyorum arada hatta



nedir bu savruk yürümeler

bu bahar ortasında



yağmura da takılmıyor ayaklarım

çamurlar çoktan kurudu ruganlarımda



hatırladın mı o mendirekten süzülen yağmur sesini

ayaklarımızı paçavra eden kar soğuğu sanki



üşümekten yürümeye zamanın kalmadığı, idam nefesi

buğulardı gözlüklerimizin çerçevesini



sırtımızı yaslanmaya çalışırken o metruk rum evine

titrerdi göğsün iman tahtası kandil gibi




ey sevgili

kadınsı erkek sesleriyle büyüdük biz



mışıl mışıl uyuduk imtiyazsız sözler ile

gök kubbe sıçrardı yer yüzüne




fırsatımız olmadan kelimeyi şahadete, öldük

öldük mü vre



velvelelerle




başımızda taklacı güvercin raksları

güneşi gölgeleyen martı kanatları, karanlık değil oysa

güneş, böğrün tam ortası



öldük mü çingeneler bizi çağırırken şehir meydanına

tamburlar kurarken son akortları



son nefesi çekerken içine çingene karısı, sigarayı öksürüyordu hala

şarkı yerine



kırılıyordu gün batımı düşlerimiz

şafağı karşılamaya hazırlanan martı misali



salalar çınlatırken aksını semanın

midyeleri üşüyordu sahilin



kumsalın kumruları başlarını çekiyordu kanatlarına

üşüyorduk biz bahar ortasında ...

15 Nisan 2025 941 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 11 sa. önce

    yankısız koridorlarında şehrin, yalnızlığı bir ağıt gibi yankılanıyor.

    Tebrikler,