Ütopya
buz saçaklarının altında donar gülüşlerim
ve kalbim
yıllar evvelinden kalma bir evin
tozlu kapısında asılı...
tanrı'nın pas geçtiği tek iklimli o şehirde
tomruk tomruk odunlar atılırken üzerime
ve bir sobanın kuzinesinde yanarken ciğerlerim
kayıtlara geçilmez bu yanmalar, ölmeler...
zira karda ayak izi kalmaz
soyuttur bütün izler...
öğretmensiz sınıfın kapısı açılır yüzüme
ve sınıfın aslında sınıfsızlık olduğunu anlarım
saçlarından umutları kazınmış çocukların yüzleri
poşet poşet leblebi tozunda
boz, bulanık düşerken önüme
hayatın kendisinin okul olduğunu anlarım...
yalın ayak geçiyorum
çocukluğumun sokaklarından yine...
ayaklarım hissetmez buzları
sarı, sıcak
soğuk, beyaz
buz mavisi ölümler yapışırken yakama
ve yoksulluğun elleri tararken
komşu kızın saçlarını
karışırken isli ekmeğin kokusu
kaçak çayın kokusuna
sırtı pek, karnı tokken maval okuyan
baylar ve bayanlarla
insan olmanın erdeminde
buluşuruz belki bir gün
ortak bir payda da...
buluşuruz değil mi?
18.10.2012
Yüreğinize,kaleminize sağlık ...Çoook güzeldi.Sevgi ve saygılarımla.😊😊😊
Capraz taramis Ay
komsu kizin saclarini
Sairin naif elleriyle
siirle hep