Uyan Artık Uyan

Zaman zaman hatırlamak istemediğim bir çocukluk döneminden kalmıştı.
Zorla götürülmüştüm hep köye.
Ama yatağımda uzandığımda; binerim arada o zaman trenine.
Çamaşırın elde yıkandığı yıllardı.
Taşıma suyla değirmenin döndüğü ve taşınacak her suyun taşıyan kavgası.
Bir evdi O, ev barajın karşısı.
Dedemin lakabıyla anılan çeşmenin önü.
Akşam komşu buluşmaları.
Dışardaydı banyosu, yüz numarası.
Annem koyunlardan yana geçerdi, beni tuvalete götürürken.
Sonra bir düvemiz vardı babaannemi tepe taklak eden.

Bizim bir köyümüz vardı.
Vardı evet babamın anası ve babası.

Haftada bir gelen bir bakkalcı vardı.
Dedem para versin diye gözüne bakardık.
Usulca babaannem sıkıştırırdı fakat harçlığı.
Dünyanın en mutlu çocukları olurduk.
Arada da dondurmacı gelirdi, elimize bir tabak verirlerdi; koşup sıraya girerdik.
Eve gelince o tabaktaki sulu dondurmayı bayıla bayıla yerdik.
Özenirdik köy tarla işlerine;nohut yolmaya bile.
Annem eski çorap giyin derdi ama nerde...
Meraktan eski çorap kim bula.
Çıkar fark etmez yenisi.
Ya da götürülmezsek dedemi beklerdik camda kapıda.
Dert nedir?
Nohut getirecek.
Ve getirilen nohut, elma, erik aynı anda tüketilip; ertesi güne brakılmayarak, cırcır olunacak.
Ardından kaynatılan tatsız nane limon bir dikişte bitirilecek..

Hele kuzular..
İlk geceleri evde geçerdi.
Sabaha kadar uyutmazdı meleyerek.
Babaannem sımsıkı sarardı üşümesin diye, o bilirmiş.
Annesini arardı ben sonra anladım.
Pireler yemesin diye bizi, ilaçlardı vücudumuzu haşere gibi babaannem.
Yaptığı ekmeğin, lokumun, pidenin kokusu hala burun deliklerimde.
Ekmek biter sıra bize gelirdi.
Hemen ortalık banyoya çevrilir ve leğen duşa kabin olur, tellak annem seçilir;
Ve kurbanın derisi kıpkırmızı çıkartılırdı.:)
Erkek kardeşimi kız kılığına sokup az mı kandırmıştım milleti.
Ah dedem al kızım sana da değnek deyip bir sopa uzatıp inek aramaya yollamıştı.
Oyuncaklarımız konserve kutuları, umutlarımız dağların bulutları kucakladığı yerlerdi.

Babaannem çatık kaşlıydı.
Karakaş'tı hatta lakabı.
Fazla kimseyi sevmezdi..
Ama beni severdi ona benzermiş huylarım.
Yıllar geçti, dedem göçünce oda şehre göçtü.
Ama hastalık yakasını hiç bırakmadı.
İyice fenaladı.
Bize geldi kızının yanından çok hastaydı.
Ben baktırayım doktora diye.
Onun doktoru bendim aslında bilirdim, derdini anlatırdı.
Üç yastık arkasında, nefesi onunda arkasında.
Bir gece, yalnız bir gece; işte o silik nefesi de aldı..
Geride o kadar çok anılar kaldı..
Haydi babaanne; ben lokum kıstırması istiyorum.
Başını kaşıyıp yerini hatırla.
Köyde başka kimse kalmadı.
Bak babamın başka kimsesi kalmadı.
Uyan haydi. Haydi uyan...

28 Temmuz 2013 149 şiiri var.
Yorumlar (9)
  • 9 yıl önce

    Kalbi yarali ceylan kası karali ceylan bu alemi coktan terkederdim butun sokaklari caddeleri şehirleri ulkeleri yakmak seni unuturabilseydi eger bende yazili ceylanim ben senin en cok cocuk yanlarini sevdim zip zip ziplayan sonra dudak buken sonra goz suzen kalbini sevdim.....

  • 10 yıl önce

    ud83cudfbb GÜZEL

  • 10 yıl önce

    tebrik ederim, şiiriniz okuyucuyu alıyor ve götürüyor.😏

  • 10 yıl önce

    İlginç bir şiir anlayışınız var. Tebrikler

  • 10 yıl önce

    Sayın Karabulut eserinizi beğeniyle okudum.Tebrikler şair yürekler. Sonsuz saygılarımla..