Uykuya Masal Ektik
Güle hırsız gelmişse, sende neden bu telaş?
Bülbül ol bir kenarda, öğren artık temaşa.
Sözün dinlenmeyince, yolacağına saç baş,
Haykır tüm avazınla, 'Padişahım çok yaşa!'
Saygının kapısına, kaygı vurmuşsa zincir,
Niyete hile katıp, ocağa diker incir.
Ruh Kâbe'de değilse, kıble sadece tacir,
Zemzem görse resimde, ağzı eğilir hâşâ.
Eskiye yağan nurlar, parlatınca yeniyi,
Bitpazarında gezen, bit sanır yemeniyi.
Uzaklardan duyulan, çakma bir senfoniyi,
Usta kemani çalsa, olur ruhta karmaşa.
Her çeşme temiz olmaz, bildiğin sudan şaşma,
Hele denizde isen, sakın boyunu aşma.
Tatlı sözler uğruna, dost ehliyle savaşma.
Tuttuğun eller yanar, elde olsa da maşa.
Uykuya masal ektik, gördük düşlerde peri.
Ruha saplanınca aşk, nöbet tuttu histeri.
Martı kanatlarına, oturunca serseri,
Tinsel bir sonsuzlukta, çıkıverdi kargaşa.
Madde ve mana için, kalem oynar şairde,
İşler bitince ancak, gözü yumar fecirde.
Coşkun duyguyla mısra, hapsolunca şiirde,
Ulema bile olsa, bitmez asla bu inşa.
Sevgili Turgay Bey, yüreğinize sağlık...
Uykuya masal şiire, edebiyata güzellikler eker şairler ne güzel akmış gitmiş mısralar yürekten tebrikler Turgay bey...👍