Uyuyan Güzel
Ashab-ı keyf mi sandın sen anı,
Çıkabilecek misin,karanlık mağaradan,
Gelince zamanı,
Bak cadı kaynatmaya başladı kazanı,
Karıştırma telaşında mekanlı,mekansız olanı,
Fark etmedin pamuğum,
Yedin sihirli elmayı tamam,
Nasılda uyuyorsun mışıl mışıl,
Girmiş gül bahçene asi şahmaran,
Üflüyor nefesini dimağına,
Hissediyorsun usul usul,
Sen uyu,
İşte soluyor tek tek ektiğin çiçekler,
Bir asırda yetişti,
Bir günde kökünden biçecekler.
Yeşeren yediverenini,
Koklarken çeri tayfa,
Pek kükrek,pekte kibirli yüceler,
Lakin dikeni batınca,
Ürkek mi ürkek lal dilli cüceler,
Uyan ! Sen uyan onlar bi fayda,
Örtmesin gününü zıfiri geceler,
Bekliyor musun çok,
Uyandırsın seni bir prens sahi,
Yok pamuğum yok,
Bir daha gelmez dünyaya,
Gök gözlü dahi.
Uyan prensesim sen uyan,
Olmayacak sonra sesini duyan.
orhan veli demiş ki ''imkansız şey şiir yazmak aşıksan eger, ve yazmamak aylardan nisansa'' nisan o nisan
Sait beyin yorumunu okumak siiri okumaktan daha uzun sürdü ne güzel böyle insanlardan böyle ciddi yorumlar almak ve ne imkansız aylardan nisansa (istek üzerine iguana) :)
Birşeyler var aramızda, her halimizden de belli. Ben de kuru fasulye hoşaf, sende ruhu okşayan sihirli laf. Dalmışım uykunun en katmerlisine. Uyan Pamuğum diyorsun, ne tuhaf!.. Biz alıştık bu işe şair. Miskinler Tekkesi'nin müdavimi olduk. Çalışmak, araştırmak, bulmak iki beden büyük geldi. Biz mutluluğu uykuda bulduk. Büyüklerimize ithafen... Keyif alarak okudum. Nicelerine...
Eğreltilemelerle düşüncenin bütünleştiği bir şiir. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı da düşünceyi aktarmada araç. Düşüncenin ağır bastığı şiirler sanatlı söyleyişlkerle boğulmaz.Bu şiirde olduğu gibi. Düşünceyi anlatacağım diye kuru anlatım da olmaz. İşte bu yüzden sanatsal söylemle imgeler anlamda ya da sezmede okuyucuya kolay sunulmuş. şimdi taşları yerine koyarak gitmeliyim düşünceye. Eshab-ı keyf Kur'an'da Yedi Uyurlarla ilgilidir. Söylendiğine göre 3 yüz yıl uyumuşlardır. Ama şair halkı, uyumak için "an"ın bile uzun bir süre olduğu konusunda uyarır. Neden uyanmalı? Ya da neden "an" bile uzun bir süreçtir.Çünkü cadı ya da kötü niyetliler kazanı yani ülkeyi karıştırmaktadır. Sihirli elmayı kandırılarak yiyen halka yılanlanların nasıl ruhlarına hükmettiğini gül bahçesi(ülke)nin soldurulduğunu, Cumhuriyeti kökünden biçmeye kalktıklarını, eğreltilenlerin kim olduğu gayet açık olan şu dizelerin ise anlamını açmaya kalkmaya gerek duymuyorum: "ek kükrek,pekte kibirli yüceler, Lakin dikeni batınca," Ürkek mi ürkek lal dilli cüceler,"... Şairi Atatürk'ün halka önderlik edişine telmih yaparak söylediği "
Uyandırsın seni bir prens sahi " ifadesi ise bir başka güzel.
Bekliyor musun çok, Uyandırsın seni bir prens sahi, Yok pamuğum yok, Bir daha gelmez dünyaya, Gök gözlü dahi.
Uyan prensesim sen uyan, Olmayacak sonra sesini duyan.
Beyaz atlı prens geip te alnından öpmeden kolay kolay uyanacağa benzemez. Yaşanmışlardan da ilham alarak şiirinizin konusu güzeldi. kutlarım.