Uz
Az kalsın inanacaktı sahte olmadığına
Ellerinde çiçekler ile geldiğinde kapısına
Daha çok sevseydi bir adım daha yaklaşacaktı
Cezbedici güzelliğine...
Çokta sevdi onu...
Gün batımı nedendir öyleyse ?
Bahar neden gelip geçer...
Neden herkes ölür ?
Zaafı neydi üzerimizdeki bedenin.
Ömrünün en güzel gününde
Bu soruları sordu kendisine istemeye istemeye
Anın tadını çıkaramadan.
Hiç yakarmışmıydı?
İçinin yakarışımıydı yoksa bu Yaradana?
Ya da hayatının ve inandığı düşüncenin temelleri
Hep böyle sağlam mı kalacak ve yıkılmayacaktı.
Bu düğün ona geçmişi hatırlattı
Güzel günleri...
Evlendiği kişinin yüzüne baktı...
Tüm bu soruları düşünerek.
Nikah memuru sorusunu sordu
Ve : "Ahireten de Evet" dedi iç sesi.
Dünde bırakmak istemediği için hiçbirşeyi.
Sevdiği herşey yanında olsun istediği için...
Yalvarırcasına verdi cevabını.
Evet dediğimiz herşey Evet değil
İmtihanda bu böyle.
Nasipse oluyor...
Az kalsın inanıp kapılırken gaflet girdabına
Aklına gelen bu düşünceler
Allahın yardımıyla çıkarıyordu onu gerçeklere.
Sevmek sevdiğin için bırakabilmektir.
Sevmek sevdiğin için başlamaktır.
Sevmek en sevilene ait
Ve layık olmaktır.
Zaman uz'luğunda Allah'ın rızasını aramaktır...