Üzgünüm Çocuklar

Anlıyacağımız bir dilde
Hikmet senaryoları yazılırken gökyüzünde
Aldığımız nefesin bedeli
Bizlerden istenince
Ya gönlümüze mühür
Ya dilimize lâl,ya gözümüze âmâ
Ya kulağımıza işitme engelli yazdık
Yazdıkta kapımıza kilit vurup
Her şeyi inkarada kalkıştık
Engelsizken engelli yaşamaya alıştık
Düşlerin serap olacağına inandık
Yan yattık çamura battık
Ya doktor olduk ya hakim olduk
Kalbleri kapadık,vicdanları tıkadık
Kimi zaman öğretmen olduk
Olduk ya!
Bu hayatta bir öğrenci olamadık
Birilerinin üzerlerine basıp çıkmaktan
Doğruyu yalanla karıştırıp sunmaktan
Yanlışı doğru gibi anlatmaktan
Fiyaka atıp caka satmaktan yorulmadık
Üzgünüm çocuklar,çok üzgünüm
Size inkar dolu bir nefesten başka
Bir nefes sunamadık
Aynen öyle. Yazık ettiler, yazık ettik çocukları, yazık ediyoruz çocukları... Etkileyiciydi iç sesin günah çıkartması. Ben de yaparım ara sıra ama ara sıra ve sonra yatarım kulağımın üstüne. Herkes gibi. Utandım. Saygılar....