Uzlet
Çiçek dalında mı güzeldir,
Sevgilinin kulağının arkasında mı?
Aslında güzel olan, toprağın kendisidir.
Yosun kokusu sinmiş ağızlarımızda.
Ne küfürler filizlenir.
Zamansiz yağmurlar kopar kanatlarında
Martılar ne usta bestekarlardır.
Yorgunluklar taşınır kağnılarında.
Yalanlara sığınmak tek çare olsa da
Battaniyenin altında yatan gerçeğe,
Aldanırsın.
Aşkın o tek hecesinde
Şiirler aciz kalır, şairler naçar!
Arsız namussuz bir aralık gecesinde
Bütün ıslak duygular mecaza kaçar.
İşte bu ihanet neticesinde
Güvercinler kafana sıçar;
Bir karganın afilli bir şiirine,
Aldanırsın.
Zordur gölgesinde kaybolmak ağaçların,
Bulutlar ne usta silahşörlerdir.
Cılız bombalar boşalır titrek eteklerine.
Karanlıktır, aşinadır, günahkardır..
Çamurdan kelebekler takar bileklerine.
Korkuludur, masmavidir, sitemkardır.
Kiraz ağaçları anlamaz eskimiş mezarlardan;
Bir ulu çınarın heybetli gövdesindeki sırra
Aldanırsın.
Bilmem hiç müptela oldunuz mu
tavan yarıklarından sızan gerçeğe.
Titrek alevinde kısık sesli borazanlar çalınan
sonbaharlarda
Uyuyamamak karartıyor mahzun gözleri.
Ne uslanmaz çocuklardır
Kavuşmak konulu çiğ taneleri..
Sararmış perdeler ne vefasız düşmanlardır.
Pencerelerin sonuna dek açılması titretmez de ılık yüreğini.
Camdaki tutarsız çehreye,
Çehredeki kaşarlanmış ketreye
Aldanırsın.
Ben kendi gövdemde çürümeye mahkum,
Sen dalından düşsen bile yapraksın.
Toprağın kokusunu sevemedim senin kokun kadar.
Halbuki sen
Ne güzel topraksın!