Üzümün Hikâyesi
Kapını çaldım bugün, sence rüyaydım , düştüm
Ne gülüm ne bülbülüm,kapındaki üzümüm
Adıma derler asma, sakın bağrına basma
Ne iyiyim , kötüyüm, kapındaki üzümüm
İşte merak ettiğin, dalımda oluşumum:
Güneşin altında ben, saaatlerce durmuşum
Durup durup sonunda, kararmışım olmuşum
Beni tutan ellere,nihayet kavuşmuşum
Sakın bana ağlama, ağlama iki gözüm
Ben olmuşum sadece,bana derler ki üzüm
Sen beni ne sanmıştın ,sadece bir üzümüm
Deme sakın bir zaman ,bu sapın bu da çöpün
Sor bakalım bağcıya,üzümümü yiyip de
Ne kalır ki sonunda ,ben bir garip meçhulüm
Ne gülüm ne bülbülüm,kapındaki üzümüm
'Sabırdan koruk' oldum,ekşi diye almadın
Ardından üzüm oldum, beyaz diye sevmedin
Dalımdan koparana ,bana mısın demedin
Sakın bana gözükme ,sana bakıp kararmam
Kararıp da gönlüme ,kara satırlar yazmam
Asma ağacı olup, ben ağaçta biteyim
Sonra koruk olup da, dalında sallanayım
Al şerbeti ,sar sarma, budur benim dileğim
Sakın beni çok yorma, ne şarabım ,sirkeyim
Ne gülüm ne bülbülüm,kapındaki üzümüm
hea- 29.11.2014 SAAT: 21:06
Bir üzümün filizlenmesinden sonraki evresini düşündüm şiiri okurken, sonra meyve vermesini düşündüm. Şiirde ilerledikçe şarap olmasını, ya da sirke olmasını düşündüm, sonra da bir asma değil de bir insanı düşündüm. Yok üzümün çöpü, yok üzümün sapı derken geçip giden koskoca bir hayatı düşündüm... Oysa bir üzümüm işte, değerimi bil dercesine bir sitem hissettim sevgili şairim..... Değer bilene sarılacak bir asma olmak en güzeli, kara üzüm beyaz üzüm de sarılıyor nasılsa.
Değer bilenlere sarılmak bir asma gibi, değer bilene şarap olmak, değer bilmeyene de sirke olmak gerek bu fani dünya da.
Yürekten anlatıma teşekkürler sevgili dost, bir yaşamı özetliyor şiir.
Tebrikler.