Vahiyle Din/durul
Sessizlik içinden bağıran çığlık
Baktım kimse yoktu
Sokağım
Caddelerim
Şehrim bomboştu.
Her adımım kendimde çınlarken
Toplar patlıyordu kalbimin surlarında.
Nasıl durulurum,
Nerde beni bana anlatacak bilgin
Durdum kıyılarımda.
Eteklerinde kardelenler fışkıran Ağrı gibi
Ağır ve derinden bir ah çektim ki
Sular çekildi içimden
Kumkuru oldu o koskoca hayat suyum
Çatladı çatlayacak kalbim
Beni bana anlatacak biri kim?
Dört yanım
Ayağımın altı
Gökyüzüm
Çelikten bir kafes ki:
Günden güne daralan,
Bir nefeslik yerim kaldı sanki
Göğsümde öyle baskı var:
Susun
Susun
Sizlerin sesinden duyamıyorum
Kendimi,
Beni bana anlatacak bir ben miyim?
Mezar taşları yaşlı gözlerle bakıyorlar
Biz diyor en büyüğü,
Senin gibiydik evlat
Bak dokun şimdi
Bir avuç toprak.
Büyük bir yapının önündeyim
Tarih bin yıl evvel.
Giriyorum,
Koca bir kalbin içindeyim.
Nasıl da dönüyor başım
Her şey benle dönüyor
Masmavi bir gök kubbe gibi
Başımdan aşağıya mana dökülüyor.
Bilmeden kendimi
Acziyetimle eğilmişim
O koca kalbin içinde
Bir damla can
Nefes alıyorum şimdi
Kalbim öyle büyüdü ki
Artık sonsuz bir alemim var.
Toprağa sürüyorum alnımı
Toprak olmadan tevazuyla birleşmek için
Secdeler üstüne secde ettiğim
Herbir zerrem huşu içinde
Baktığım her yerde
Rabbim,
Beni al o sevgiden vahyin
Tertemiz yüreğine.
Kendimi bulmak için girdiğim kapı,
İnsanım biliyorum
Artık
Öyle değerliyim ki:
Yaratan Rabbim
Beni bana bırakmaz
Bırakmadı da,
Kıblem, yönüm her şeyim.
Ben kendimi buldum
İnsanlığımda dirildim,
Dindim,
Vahiyle yükseklemek için
Kendi fıtratımı bildim,
Elhamdülilllah.
(Haziran 2011 İstanbul)