Vakt-i Zevâl
Güneş gibi ruhumda zevâl vaktinde battın
Kederin eleğiyle kurşun sözler eledin
Gönlünün cânı benken bağrımdı mutavattın
Ah cân... Kirpiklerinle gözlerine beledin
Dudağının tadını dudağım özler durur
Duygularıma şimdi şiir olur tercüman
Aşk kadını bağrını hasret okuyla vurur
Elif gibi dik duran şu sevdamdır argüman
Aşkı nâme mi ettin bülbül gibi diline?
Sükût şarabı içen söyle nasıl konuşsun?
Gözlerin yaşlı gittin nasıl kıydın gülüne?
Böyle muhkem sevdalar dilden dile mi düşsün?
Ben gibi "güzel bir kız’ sen gibi "bakan oğlan"
Sıcak ve mutlu yuva... Ne hayaller kurmuştuk
Eridim bittim işte yâr hasretime bağlan!
Hani " ayrılık yoktu "hedefinde durmuştuk
Bir kûtsi emanânetti sevdan ömürlük bende
Sensizliğe terk şimdi şu musalla taşında
Kıydı bak zalim felek suçum hangi ’neden’de
Yıkansın mı sevdiğin akan o gözyaşında
Ardımdan bir Fatiha elbette okunacak
Öpeceksin alnımdan bir ölüm uykusu bu
Belki göz açmayışım kalbine dokunacak
Firâka boyun büken sevenin öyküsü bu
Vuslâtı kelam
Mutavattın-Vatan eylemiş
Argüman- Delil
Zevâl vakti - Güneşin gökyüzünün ortasından batıya doğru hareket etme zamanı