Varsa Yoksa Benimsin!

/bir sevda masalına düşen bir ak/kor/sun
akordu sineden ayarlı bir düş yangısı
hadi sevdam kararsızlık öldü ölecek
sustur kırık seslerini yüreğine sor!/



zaman tiktakları yırtıyor
giden telafisiz ömür eskimesi
bir ömrün dörtte biri(mi) dediğin acelecilik!
zamana endeksli
bir yelkovan sarhoşluğu benimkisi!
kılı kırk yararsa bir sevda
şüpheli değil de nedir?



/ters tezahürüne uymaz akıl
ki uyarsa bu sevda aklidir
yaşı yeri mekanı hesap tutmaz
hesaba uyarsa zaten adı sevda değildir!/




iki uçlu bir dilemma akti hesapsız!
varsa(n) yokum!
yoksa(n) varım!
vakit şimdi;
şaibeye beş kala hesap vakti!




yarı laik başörtülü duvağın ardındaki
g(k)ül benizli alnını
zengin ama inançsız
kapitalist bir dudak mı öpsün
yoksa kıt kanaat
ama
sana tam tasavvuf tam biat bir volkan mı?



bir eliyle duvağını açarken
gözlerinden ateş fışkıran
elleri titrek, nefes nefese
tüm varlığına _sen_ eş düşüren
bir sevda(lı) mı olsun karşında!


yoksa peşin satanlar gibi
iki beden büyük işkembeli
tüm sermayesi cebinde bir adam mı!



bir resimde;
resme / detaylara hakim esas kadın;
bir Mona Lisa
-bir kümese belki-
bir prenses mi
olmak ister yüreğin
yoksa debdebe ve şaşaasının basitliğinde
mekana konu/ konuya manken bir ritüel mi?




ve son olarak asude;
o mavi gözlerini
markalı ve pahalı bir rimel
bir maskara! mı
öpsün istersin
yoksa
o gözlerin paha biçilmez değerini
bilen birini mi?


hala
diyecek bir sözün varsa!
ben yokum!
ama;
yoksa benimsin!