Varsay
kederini anımsıyor eski yılların
beynine kazılı levhanın soylu ışığı
derlenmiş kentlerden artan bilgi sarayları
her durumun bağrında
kare küp bulmacalar
çürümüş fakir halklar sürüsünün
kuşlar sınıfına tabi soy ağacında uçamaz yazıyor
çemberler kuyusuna atılan bağışlarla var olan yolcu
boşluğun aksından akan ulu itmeler
koordinatları ışık yılı tutsaklığında
ham gök yüzünün ordularını kolluyor
ve saydam duvarların esneyen kutsallığını
var saylar boyu hayal tutkusu
alem elmasının iç ziyafeti
tırnağa değen haplar
kaldırıyor sonsuz çekingenliğin izini
hala seviyoruz sizi
içimizi yontan korku uzunluğunda
o el
küllerinden yaratılan yeni bedenlerin buluşma ilizyonu
dil ve hazzın duraklarını belirliyor
evren gözlü rengarenk dumanlar
pes etmek yok ey azmim
rüyanın dibini bulana kadar.
Pes etmek yok tabi ki hayat da tarih de pes edenleri yazmıyor sonunda...👍