Varsın Duymasın Kimse
senindir artık toplama maviler
kömür tozu gökten ödünç
yitik şafaklardan alıntı
yapraklar dalından incinmiş
bütün yeşiller çalıntı
boğazlamaktaysa birbirini yokluk ve yoksulluk
kehanetle besleniyorsa
ihanetle sulanıyorsa toprağım
haraç mezat harami sofralarında
ganimetle şişiliyor
inkarla tıskırılıyorsa
kaderse zil zurna açlık
ve
zehir soluyorsam çivit gökten
kuş palazlı sancılı akşamlarda
nikotin enjekte edilirken boğmacaya
ve pasla devşirilirken tetanoz
ve hala sokaklar kör sağır ve dilsizse
varsın bir koyun kavalında
karalar pembelere bezensin
zifiri karanlıklarda
varsın sütliman meydanlar senin olsun
statükoda var cebelleş
varsın uçuk özlemler bende kalsın
varsın uyusun sokaklar
varsın duyulmasın kahırlar
kesişen köşebaşlarında
aynı ezgiyi çalıyorum aynı telde
aynı coşku aynı istemle
varsın tıkansın kulaklar
varsın duymasın kimse
yüze düşen kırık bir çizgide
ekmeğin buğusunda
bir dost heybetiyle
kulakları yırtıp geçen
bir manifesto hararetiyle
kahıra harmanlanmış bu iklimde
yürüyorum doğan güne
varsın yok saysınlar
varsın duymasın kimse