Vazgeçmek
- pusuda ölür gözlerin
mavzerlere mermi sürülünce -
merhamet artığı zamanlarda beslenirken
ve yarının şivesi değişince
hüzzam korkuların
bakma avurtlarımdaki derin çizgilere
şirke düşen isyan tortusu yanaklarımdan inen kızılca kırıklar
ne siyahmış meğer
camdan yontulmuş yere düşen aksımız
bastıkça çatlayan
ve bölünen tuz büyüklüğünde
merhamet
miadı dolan zaman,
çengelle arda kalan saatlerin kem gözlerini
çiçek tozları dök avuçlarıma, sardunyalar koksun akşamın semahı
neyzenin dudaklarında birleştir ay dökümlerini
öyle çal, soğuk sular serpiştirirken yağmur niyetine gözlerime
doyunca renklerin hasretine, al dilersen
dilersen sal yeni doğan nehirlerin kuytularına
bir batında doğsun
umut ve hayalin pür kudreti
ey gecenin sahibi
kûn aşkına
sancılarından arındır kasıklarını mavinin
zıbınlar aç köşe bucak
dilsiz sofalarda
al şerbetlere boyanırken loğusa yatağı
soluksuz eylemler oku kulaklarıma
emeklemeden koşayım
kem dölünü kurşunlarken menfur cinayetler düşürmeden düşüme, şafağın
benden kalan
bende biten
benden çoğalan hasretin faili meçhul sürgünleri
piçleşirken
çınar kavuklarında
zulamda gözlerin
koyu yeşil parkalara sarılırken üşüyen omuzlarım
ne zor vazgeçmek
vazgeçmek
senden...