Vazgeçmeliyiz Korkmaktan
Düş mü sanırsın özgürlüğü ey abdal
Açık bir şemsiyenin rüzgarına dolanan
Manzarada keskin olur hep uzaklar
Keser sancılar gelmişin geçmişini
Bizdik
Bizdik özgürlüğün düşü yaradılıştan
Metrekaresiz uykulardaki gözlerimiz
Titrerler ezber bir ritmin derin kuytusunda
Hatırsız kalır unutulan
Yüreğimiz düşmez ki aynalarımıza
Dışımız yoğrulur dilsizliğinde
Yüreğimizdir aslında en çığırtkan
Dışlanıyoruz ellerimizin sınırlarından
Önce kendimize ve diğerlerine
Ellerimiz ki
Emektarlığından ötürü ömrümüze yaban
Bir uzanıyor
Bir kapanıyoruz boğumlarında
Sınırlar
Ruhumuzdaki kırmızıya mezar
Emir en yukarıdan
Sosyalleşmiş aklımızın işgüzarlığından
Yine de
Uzanıyoruz bir güvercinin masumiyetine
Sığınıyoruz çocukluğuna utanmadan
Kuşlar
Ah ne çoklar
Dolanıp öykülerimize saçlarımızın en kalabalığından
Hayatlar yazıyorlar düş defterlerine
İstifliyorlar boşlukta gezen sözlerimizi
Bulutlara sinmiş ahlar
Vaatler
Pişmanlıklar
Kuşlarda azalıyor her dokunduğu hayattan
Vazgeçmeliyiz
Vazgeçmeliyiz korkmaktan
Kuşlar
Yoksa kuşlar yok olacaklar
Kırılır o vakit kanatları göklerin
Kim sever ki yüzde yorulmamış kanat izlerini
Önümüze düşer gölge
Ve yıkanır gecenin renksizliği
Güneş doğar
Havalanır bir parça umut
Sırf bu yüzden her günün ufkuna
Denizleri boyuyor sular
Ve bulaşıyoruz davetsiziz huzurunda
Ayrımı yok mavinin
Olmadı olmaz
Katıyor hepimizi sevdalı tadına
Aşk oluyoruz
Aşık oluyoruz altında
Kurduğumuz pamuktan salıncakların dinginliğinden
Bir yükseliyor
Bir alçalıyor gözlerimizin manzarası
Kayboluyor mavi her salınımla biraz daha
Vazgeçmeliyiz
Vazgeçmeliyiz korkmaktan
Az kaldı mavisini karartacak semalar
Kim izler ki grinin gece büyüten sülietini
Direnir her martta bahar
Taşınır yüreğimiz zemherinin uykusundan
Patlar tomurcuk
Papatya güler güler başak
Çocuklar
Koşarak çocuklar geçer düşün arasından
Oysa
Bölünürken toprağını da böler bombalar
Susar ayak sesleri
Çığlık çığıktır açları gözleyen akbabalar
Her vakit kahpe oldu düstursuz borsalar
Mantar gibi bitiyor dini kör simsarlar
Vazgeçmeliyiz
Vazgeçmeliyiz korkmaktan
Çocuklar
Ölüyor çocuklar her korkaklığımızın ardından
Kim büyür ki
Çocukluğu olmadan
Oturuyorum düşün en özgür yanına
Ellerimi tutuyor ala bir rüzgâr
Mutlu bir yağmur düşüyor yaprağı doğurtmak için toprağa
Kucaklayıp getiriyor kuşlarımı bahar
Gözlerim mavi oluyor
Bulut beyaz
Çocuklar söyleşiyor
Çocuklar bir sabah denizinin kıyısında
Korkma diyorlar konuşmaktan
Korkma ayağa kalkmaktan
Bir nergiz kıvrılıyor aklıma
Bir başağı daha gülümsetiyor
Hey gidi kocamış toprak ana
Ve ben
Dikiliyorum tüm kalabalığımla ufkun alnında
Özgürüm
Özgür uçurtmalar
Düşler saçılıyor saçlarıma değen kuşlardan
Anlıyor aklım birden
Özgürlüğün düşü benim aslında
Çoğalıyor biz sesleri yanıbaşımda
Nakarat bu şiirde en sonra
Hadi türkü olalım hayata
Hadi artık yaşa....
👍
Kuşlar Ah ne çoklar Dolanıp öykülerimize saçlarımızın en kalabalığından Hayatlar yazıyorlar düş defterlerine ...
güzel şiir,
sevgiyle kalın...
Özgürlüğün düşü benim aslında Çoğalıyor biz sesleri yanıbaşımda Nakarat bu şiirde en sonra Hadi türkü olalım hayata
Hadi artık yaşa....😙😙
özgürce bir yaşam her kezin hakkı 👍 yüreğine kalemine sağlık hocam..😙