Veda Ağlayışlarında Bir Çöl Hasreti
-1-
Kuş uçmaz, kervan göçmez bir çölün ortasında ben
Acı bir anıyı beklemekteyim
Suya, berekete hasret bedenim var tek elimde olan
Gözümün yaşı da çöl sıcaklığında sönmüş
Elimin susuz derisi bile hasret
Sana, terk ettiğin, kayıp bıraktığın bana
Kızgın, öfkeli, bir o kadar da
Aşırılıkla açılmış bir aşk besliyor sana
Çöl kuzgun,
Ben kızgın
Toprak dolu bir çölde beklemekteyiz...
-2-
Sesimi bağırsam çıkaramayacağım için
Onları da küstürdüm çölün sıcaklığında
Ayrılığın kalın ağları boynuma dolanmış iken
Vız gelen küfür bağırışmalara bile şimdi
Hasretim..
Bir kuru mazbutun ortasında çaresizce seni beklemek
Çölün sıcaklığından daha çok yakar beni
Bilir misin?
-3-
Bir damla yağmurun dingin bereketini bile
Aramakmış burada oturmanın bedeli
Hep güneş ile takılan bedenim ve ruhum
Son raddesindeler ve hala içlerine bilmem neden
Saf bir bekleyiş gömmüşler
Bilmezler mi ki çöle düşen aşk güneşin acımasız ışığında
Erimeye mahkumdur..!
Hep sönük bir tarafıyla kuruyan bütün emekleri
Birer birer eriyecekler
Güneşin kör bağrında...
Bilmez misin?
-4-
Yalpalaya yalpalaya dikilmeye çalışmaktayım güneşe inat
Lakin bir duygunun eşiği var atlamam gereken
Aşkımın artık yanmaya başladığının kanıtı kor duman
Ve buruk sevgimin ilerleyemezliği
Yavaşça doğrulan duygularım ve ben
Omuz omuza, el ele, ayakta ve yalnızız
Biz bize, aşkın taneleri kül, ortalıkta yanık bir yüreğin kokusu...
-5-
Emindim elbetteki gelmeyeceğini ruhunun
Boşa ümit beslenen şu birdenbire çıkan çölün ortasına
Gelmedi, yürekler yandı
Belli mi olur belki de görmüşsündür yanan yüreğin dumanını
Duymuşsundur yanan taze yüreciğin kokusunu
Ne kuru bir el var şimdi ulu ortada
Ne de o fersiz gözler...
-6-
Vedanın ağlayışları vardı bir çölün ortasında
Uç uca kaybedilen bir aşkın hasreti
Ortalık toz-duman
Köşelerde aşkın külü
Ve sen ile ben
Ruhlarımızın beraberliği başaramadığıyla
Kaldık yine kör mazbutun ortasında...
Bilmem, bilir misin?
Güzel kardeşim ellerine yüreğine sağlık tebrikler👍👍👍👍
Sevdim bu şiiri çokça
Bilmem bilir misin? 😏