Veda Gecesi
Daha dün gibiydi oysa erken çöktü ayrılık
Kum tanesi yalnızlığında düşmüştük bu şehre
Çöl kokulu rüzgarlar eşliğinde
Kader savruntusu yazgı düşerken ömür defterine
Bir gurbet hikayesinin kişi kadrosuyduk hep beraber
Hasret şiirinin en acılı mısrası
Sınıfın köşesinde asılı haritaya bakardık nedensiz
Dalar giderdik aniden özlem yokuşlarında
Mekan dardı tasvirlere vurmadı resmi
Zaman bir kamçı misali sırtımızdaki acı
Olay ise cansız ve hareketsiz
Benizlerimize vuran solukluk maviden uzak
Ama tutunduk hayata yine her şeye rağmen
Teslim olmadık zaman ve eşyaya
Şiirler yazdık romanlar okuduk
Çile ve sabırla umut desenli kilimler dokuduk
Yağmursuz mevsimlere inat kurutmadık içimizdeki gülleri
Raysız istasyonlara inat bekledik sevdiklerimizi
Menzillerimizin son dönemecindeyiz artık
Bahar müjdesi veriyor havadaki kuşlar
Bir ilahi mesajın tecellisi yansıyor duvar duvar
Sıkıntıyla beraber muhakkak bir kolaylık var
Ayrılık zili çalıyor teneffüs zili yerine
Çıkma zamanı artık gelecek seferine
Bundan sonra Hoca yaşamın kendi o ders verecek
Kim ne doğramışsa tabağına onu yiyecek
Unutulmamak unutmamak bir insani dilek
İş olsun diye yazdıklarımız erken silinecek
Samimiyetle işlediklerimiz gönül duvarına
Bizimle ulaşacak en son yarına....