Vird-i Zeban
Uzak açlığımızdan bilerek, acziyetimizi
doyasıya eriteceğiz kursağımızda karanlığı
avuçlarımızın ayasından öperek zamanı
bir el uzanarak yırtacağız kesif ayrılığı
rastık çekeceğiz sırıtan yalnız iki noktaya
bir çatı dikeceğiz aynada yaban akşamlara ,
öpeceğiz boşluğu alnından, gözünün karasından
değecek dudaklarımız, değecek yitik yazlara
ve
Tuzak alçaklığımızdan bilerek, nedametimizi
tırmanacağız e/dipsiz kuyulardan, yanılgımıza
Dilimizden dişimizden arttıracağımız dualara
Haşyetinden ürkerek kaçıracağız, günahımızı
Nihayet
Tutsak kaçaklığımızdan silerek, ubudiyetimizi
kanasıya dökerek gözyaşlarımızı, harama
titrek kalplerimizden zarflayacağız, vird-i zebanımızı
bir çift el açarak Rahmana, arz-ı halimizi
S(y)N
bir şiir neler çağrıştırır kim bilir ki, o yüzden derüz ya; yaz hep yaz durma yaz deyüben:))
GAZEL Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz
Çok da mağrûr olma meyhâne-yi ikbâlde Biz hezâran mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
Top-ı âh-ı inkisâra pâydâr olmaz yine Kişver-i câhın nice sengin hisârın görmüşüz
Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâl-i pest Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz
Bir hadeng-i cangüdâz-ı ahdır sermâyesi Biz bu maydânın nice çâbük süvârın görmüşüz
Bir gün eyler dest-i beste pâygâhı câygâh Bî-aded mağrûr-ı sadr-ı îtibarın görmüşüz
Kâse-i deryûzede tebdîl olur câm-ı murâd Biz bu bezmin Nâbiyâ çok bâdehârın görmüşüz
madem bir güzelliksin neden hece sayılarını geçirmezsin elekten, uğraş verdiği için mi, bu türden şiirlerin hoşluğuna hoşluk katmak için kıtalara, bentlere bölünmelerde, sayıların ahengiyle mısra kavuştaklarındaki dalgalamalarla ara ifadelerde göz albenisini gönderir ruha ve zihne, bu nedenle tablo içine desenlerini nakşeden nakkaşın dikkat etmesi gereken bir içtenliği daha hoş yansıtmaz mı bir'e sihirdâr:)) // sen benim eski ruhum zihnim gibisin, eski ile yeni arasındaki asma köprüde, rüzgarın etksiyle altı uçurum, üstü dipsiz sema arasından seslenirsin, oturmuşsun köprüye de bir ney çalmadığın kalmış. zamanını beklersin ya ip kopsun ya da kanatlanayım deyü. / aczin sığınacak liman araması gibidir ruhun ip araması... derinliği kimine saf gelir, kimine girdap, kimine hiç, belli bir kültürde saklanmış tasavvuf bahçesinde, vuruculuğu eksik kalmış seslenişlerin için nefesim duman kokar benim, gözlerim matem, sözlerim kırmızı ötesinden mor ötesine en çok yeşilim tonlarının görüldüğü kutup rüzgarları gibi belki eflatuni.../ tüm bunların arasında arayıştaki buluşun son merciine sunulmuş turkuazı aratan bir dilekçe gibiydi şiirin...
teknik yönünden son seslerine daha bir özenmeli mısralar. vb vs ile hoşluk dilerken; güzel bir ek ile: “Arz-ı hâl etmeye câna seni tenhâ bulamam, Seni tenhâ bulıcak kendimi aslâ bulamam.” (Ulvî) eksik olma, aksi değilsin ya zaten...
Takdir okurun şair ben yine de güzel türkçemizi tercih ederim dilimize sahip çıkmak adına sevgiler :) ayrıca yönetici değil okur kimliğimledir fikrim
Zeban, Farsça hem duyu organı olan dili hem de lisan anlamında literatür anlamındaki dil ifade ediyor. Vird ise dua anlamında. Sonuç olarak Vird-i Zeban, dilde tesbih, sesli dua ve ya tekrar eden zikir anlamını çağrıştırır, okur hangisini kabullenirse anlamı odur :) Sermin Hanım teşekkürler
Bir de osmanlıca sözlük eklemeliyiz siteye :) ki anlayalım Sair neva