Vurunca Başımı Yastıklara Tek Kurşunla

sisli maviler düşünce dudaklarının gölgesine
kentin ayyaşları başlardı kadehe su eklemeye
beyazlaşırdı o zaman akşam denen karanlık zehirli bir feryadın hükmünde


naralar atardık
çakallar ara verince çığlıklarına
korkumuzu eklerdik bir de duvar saatlerine


ah o nağmesi sarkaçların
vurup göğüs boşluğumuza öyle imansız
nasıl da hasretin lâ teliydi bilsen


dokunsak içimiz titrer
sussak öyle eksik


nasıl yarımdık
nasıl da yarım


susmazdık öyle yokuz diye şehirde
ya da vardık


sen bir köşe
ben diğer yerlerde


nasıl da tutardı avuçlarımız mendirek çiçeklerini
ten kokardık
sen



sen kokardı
o kadeh


içip içip küfeler dolusu
vurunca başımı yastıklara tek kurşunla


ölmeden
ya da koklamadan soluğumun son sesini



intihar gibiydi
hatta
yokluğu saç tellerinin...

21 Ekim 2016 941 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    dokunsak içimiz titrer sussak öyle eksik

    nasıl yarımdık nasıl da yarım

    nasıl da yarın...😙