Vuslat Eşittir Araf

/''Ben iki kitabı taşırım kalbimin üzerinde'' dedi kadın şair...
Biri Yüce Kur'an, öteki de...(...)?
Sonra ses kendini iki uzak mekânın arasına bıraktı...
''Seylan ve Cidde''...Âşk ve zaaf... Akabinde gözyaşı ve sonu ''Araf''.../

...

Bir serçe ötüşü kadar güzel olan sesini duyuşumla başlamıştı her şey...
Kâinat sana kapatmıştı kulaklarını...
Toy bir delikanlı şiirleriyle itiraf ediyordu parlak yüzlü perisine aşkını...
Nasıl bir surette dillendirmişti bu seda kendini...
Kimdi bu sesin esrarengiz sahibi...?

İlkten bu tuhaflığa ben de anlam verememiştim...
Sanki o değil de ben konuşuyordum...
Kelimeleri çileden çıkartan bendim...
Bir kış gününde aşıkların gözlerine çerağlar yakan bendim...
Sonra içli bir sesle dedim;
''Keşke o parlak yüzlü peri ben olabilseydim...''

Rahmanî bir aşkın ilk serzenişleri beliriyordu dağların ötesinde...
Bu esrarengiz ses başka yerde... ben başka yerde...
Bir gün nasip olacak mıydı onun suretine dokunmak bize de...?
Hani sonunda onun rüyalarının sahibi olacağımızı bilmesekte...

Söyledim ya;
Çok önceleri sevmiştim ben seni...
Galübela mı... kerbelâ mı... daha da ötesi mi...?
Sanırım Âdem yaratılmadan biraz önceydi...
Ardından kesin bir hükümle secde emri verildi...
Hadi söyle, seni yaratan tüm güzellikleri önüne sermedi mi...(!!!)

Bir yanın kevserdi.. bir yanın sonsuz bir ırmak...
Anlamadı seni kimse, nedendi bu yüreğindeki bilinmeyen ırak...
Sonra dile geldi Havva merhametli bakışlarıyla mırıldanarak...
''Yanındayım artık efendim, hüznü bir kenara bırak...''
O gün bugündür bu kavuşmaya -aşk- dediler...
Oysa.. bu aşkın sonu t/uzaktı bilmediler..bil(e)mediler...!

Kadındı aşkı yasak bir ağacın meyvesinde arayan...
Kadındı efendisinin aklını başından alan...
Ve kadın olmanın fıtratında vardı gözyaşı, talan....
Şimdi ise bende itiraf ediyorum...
Evet ben de bir kadınım...
Dişil ve doğurgan...
Naif ve kırılgan olan hani...
Asla eril olmayan...!

Şimdilerde insanlığımın üzerine ağıtlar yakıyor dilim...
Günah damgası yemiş bir aşkın pençesinde yıkık dökük ve perişan ilim...
N'olur bak cennetten de kovulmuşuz zaten.. gel alıp başımızı gidelim...
Kendimizi dağa taşa daha fazla rezil rüsva etmeyelim...
Biz sadece sevelim... ve hep sevelim...ve yine sevelim...Allah için sevelim...
Tenin tenimde tutsak kalmış... bak ateşinden yanmış bir elim...

Zamanı geldi ve artık söyle deli şair...
Bana gözlerimin rengini söyle ki bu yüreği etme katil...
?'Parlak yüzlü perimi çoktan unuttum'' de n'olur..
Bak bu kadın şair artık sefil...!
Korkma söyle...
Duyuyorsun işte Yaradan bu aşkımıza en büyük kefil...
Zamanı geldi ve artık söyle deli şair...

Hasret çekilmez geliyor artık bu kırılmış gönle...
Sen sessiz kalırken, ben içten içe kan kusturuyorum kelimelere...
Gel...yolları yakın edelim... çekelim artık geçmişe bir perde...
İki aşık'ın mekânı Seylan ve Cidde...
Erkek ve kadın bu kez başrollerde...
Sebebi ''Aşk ve zaaf'' yazılıyor kiramen katibin'in günah defterine...
Ahir zaman dillerinden çok uzaklarda olsa da sadakat...
Ardından gözyaşı... ve sonu gelecek olan bir vuslat... eşittir; ''Araf''...


13.07.12 (sıfır.beş/on.bir) ''Cuma''

10 Ağustos 2012 22 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    Teşekkür ettim efendim.. sağolasınız..

  • 12 yıl önce

    Konuya ve mısralara çok hakim çok güzel bir şiir olmuş. İlk şiirlerin gibi değil, çok ustaca bir anlatım göze çarpıyor. Kelime zenginliği de cabası. Tebrikler...👍👍👍