Vuslatın Kanadında Sevdaya Düçar Ömür

'Bir nakışta ne anlam gizlemişti kaşların,'
'Sitem-i Mâhşer oldu bitirdi bakışların.'

Hangi rüzgar getirir saçlarını sıladan,
Maziye dalıp gitti gözlerimin nidası,
Hangi aşka düşürdü korlarını çıradan,
Yüreğe kilit vurdu gecelerin sedası,

Dinle hoş busesini rüzgarın derinlerden,
Bak kanadı kırıldı taşımaktan sevdayı,
Vurdu kendini çöle savurdu serinlerden,
Yüreğe hançer gibi indirirken vedayı,

Kalmaz bilirim elbet yükü ağırdır aşkın,
Derinlere kırmızı gülden bakışlar eker,
Cehennem narı gibi sevene düşer şaşkın,
İnledikçe yeniden kalbe mühürü çeker,

Dallarına çırpıdan sevda işleyen kuşlar,
Kanadından sakınır yavrusunun tenini,
Dağılan tellerini toplar yeniden başlar,
Sırtına taş vursalar geri kırmaz belini,

Bilirim derinlerde bileti keser ömür,
Bir vuslat trenine iki kişilik ölüm,
Altın sarısı saça yakışır bir çift kömür,
Kimbilir hangi vakit kuruyacak aşk gölüm,

Elbet alışır denir çekilirse her vuslat,
İnce hastalık gibi gözyaşında saklanır,
Sızısı inletirken çiçeğe durur haslet,
Kabuk bağlayan yara adalette haklanır,

Umudun kardeleni harlı ateşte açar,
Bülbül bağcı olmadan ötmez gecelerinde,
Yıldızlar kayarken eşinden ayrı naçar,
Aşık maşuka dilsiz kalmış hecelerinde,

'Bin ilikli fistanın bir düğmesi olsaydım,'
'İliklerdim kendimi bedenine uysaydım.'
30.08.2010