Yabancı ve İsimsiz Misali
En silik ve bitik anımda geldin yanıma.
Buldum kendimi senin yanında.
Büyülü mavilikler içerisinde,
Bir ton kırmızı,
Bir ton siyah vardı.
Çepeçevre saran bir halka gibi,
Kimi ümitsiz kimi kırgın diyordu.
Kimi imkansız kimi hüzün diyordu.
Senden sonra olabileceğim her halime.
"Yabancı" ve "İsimsiz" misali,
Acılarla dolu bir aşka sürgünsün dediler.
Dinlemedim,
Kapattım duyularımı söylenenlere,
Çünkü tek bir bakışına güvendim ben sevdiğim.
Her ne olursa olsun,
Ölüm dahi "Yabancı"nın aşkı,
İşte bu kadar çok sevdim seni,
Hele ki seni sevmek var ya,
Tarif edilemez.
Sana tutulmak,
Sana dokunmak hayallerimde,
Anlatılamayacak derecede aşkın hat safhası,
Sevginin mabedinde bir minber gibi,
Öyle ki sevdiğim,
Seni diler bu gözler bu diller.
Seni özler bu yürek bu beden.
Ama ne yazık ki,
Unuttuğum bir şey var ki,
Seni sevmek seni istemekten,
Sana dokunmaktan,
Daha kolaymış sevdiğim.
Çünkü o kadar demir ağlar,
Öyle duvarlar var ki önümde,
Ne bir Melek kaldırabilir acılarımı,
Ne de bir Şeytan dayanabilir yüreğimdeki yangınlara,
Kara sevda belki de bir "Yabancı" ve bir "İsimsiz" ile başladı,
Lakin Hasret ve Hüzünün varlığıyla,
Acıların esaretinde kaldı,
Her daim ve her köşenin kuytu karanlığında....