Yağmur

Kristal bir huzmedir başucumda
Buhurdanlar gibi buğulu
İnceden inceye kabir azabı
Ağlamaklı bir çocuk misali
O bana, ben ona alışık

Hüzün vakti, hazan vakti
Ellerimde büyüyen bir elem
Dokunaklı şiirlerde mısra
Tenha kaldırımlarda yoldaş
Fikrim karmakarışık

Bir keman sesinde gözyaşı
Kızılırmak'ta doğum sancısı
Yumuşak bir nefes,
Bir bebek teni
Kundağımda ninni

Sular seller gibi yanaklarımda
Nisan kadar sessiz,
Eylül kadar mahzun
Ekim giymiş bir hüzün
Penceremde üveyik

Boynu bükük bir kardelen
İçine kapanık begonya
Rengi uçuk fesleğen
Sonbaharda son iklim
Bedenimde sarmaşık

Yağmur
Tütün bassa yaralarıma
Fecir vaktine kadar baş başa
Parke taşlarda suretimiz
Buğulu camlarda gözyaşı
Sen bana, ben sana âşık...