Yağmurlarla Gel
Belki bir yağmur sonrası
Islanan toprağın bereketinde
Tomurcuklanır da aşk fırtınası
Gizli gizli ağlarım
Yağmur suyu kaçmış gözlerime
Sonbahar hışırtısı yapraklar saklarım
Kuru ve sarı ve de çoktan dalından düşmüş
Olgunlaşmamış meyveler gibi diri
Kanatlarımı koyvermişim suya
Kapkaç artığı birkaç kelam
Dindirse de susuzluğumu
Sen yine de öyle bakma
Herkese inat
Severim ben yine seni
Koyu toprak katmanlarının sakladığı
Adı duyulmamış medeniyetlerde
Uçuşan güvercinler kadar ıslağım
Çıplağım...
Hayatın derinliklerine kök salan
Şakayık zincirlerle bağlıyım
Tutsağım...
Yer gök şahidimdir ki,
Seni unutmadım
Sana gizlendim kurşunlu gecelerde
Müjdelendiğinde güneşin esmerliği
Kapılar çarptığında ansızın
Gök gürlediğinde kulak zarlarıma
Sana sığındım, başım omuzunda
Öyle kal, gitme...
Bırak demleniyim gölgende
Sana tescilli rüyalarda dinleniyim,
Zaman karabasan gibi çöktüğünde
Çığlıklar boğazıma düğümlemdiğinde
Biliyorum çoktan gitmiş olacaksın.
Kanayan yaralarını da alıp
Valizine doldurduğun düşlerinle
Yelken açacaksın denizlere
Hadi sen git, durma
Ama yine de,
Yağmurlarla gelmeyi unutma...
ne renk yağarsan yağ umrum değil gel sağanağınla, bereketinle, hasretinle... der gibiydi..