Yağmurlu Rüzgarın Karanlık Havadaki Güneşi
Yağmurun içini döktüğü sabahların güneşinde
Bekledi bu isyanın feveranı
Halihazırda salınan geçmişin zamanaşımı
Sökülen aşkın yalnızlık tohumunda
Geceledi hüznü baharını
Ki koyun koyuna yaşanan bu resimin kilit kapılarında
Kirpiğinden damlayan taş çiziği
Sorgu sorgu sonraki soluk alımlarında sunuldu
Rüzgara
Açıktı kapı, girdi kişilik bunalımı
...
Kadının gözlerinden, iklimlerin ateş benzeri ruhu
Fışkıran emelin bağbozumlarıyla fişekledi ölümü
Hava nasıl kasvetli
Hava nasıl kül renkli, anlatılamaz
Ardından
Günün doğumu
Sancılı anın ıslak saçlarında yıkandı
Sürgün günü
Ve güneşin aya selamı ile battı tebessümler
Karanlık fırlattı elindeki koyuluğu
Adamın yüreği patladı çocuğa
Ağlayarak gitti çocuk u/mutsuzluğa
...
Soluğun sesiyle beraber tutuklanan mahkumluk
Kağıttan gemileri yaktı ayrılıktan sonra artakalan anılarla
Aynanın kırık yüzü hüzünlendi
Yıkık hüzzamı isyanına içlendi
Eli kolu yıkım perdesinin son oyununda
Ve kutu gibi görünen camların arkasıyla
Dünya hikayelerinde anlattı aşkın imkansız sunumunu
Ve ormanın coğrafik görünüşü, iyi bir akşamın dileğiyle güzelleşirken
Baykuş sesi gibi göğün koparılışı duyuldu kulağıma
Sonrası bilinmedi
Sonrası hiç hissedilmedi
Tutulu kaldı bendeki aşk ikindileri
Daha da dönülmedi zamandaki gerileri
...
Lügatimde tükenen şiirin iç kelimeleri
Yazmaya el vermedi bir daha
Rotasında hazan, pusulasında zebercet olan devrik mısraları kaldı
Ve yağmurlu rüzgarın karanlık havadaki güneşi
Kurutmadı bir daha gözlerimin nemlerini
Bu son sözlü makam
Bu son mavi yakan
Sonun duyulan son çığlığıydı hüsran...
13.10.11
Ve yağmurlu rüzgarın karanlık havadaki güneşi Kurutmadı bir daha gözlerimin nemlerini
Bu son sözlü makam Bu son mavi yakan
Sonun duyulan son çığlığıydı hüsran...😙
Hüzün sarmış şiirin satırlarını kutladım İlknur hanım...👍
Lügatimde tükenen şiirin iç kelimeleri Yazmaya el vermedi bir daha
metafizik mısraların etkileyici yansıması büyük haz aldım okurken emeğinize sağlık
baştan beri çok etkileyiciydi de finali muhteşemdi, sonsuz tebrikler