Yağmuru Tutan Ellerim
Sokakta devriye halindeydi gölgeler
Ağlayan bir bulut uyanık
Kaçmaktaydı yağmurdan ıslak melodiler
Binlerce "ben" düşüyor nakaratlardan
Eriyorum...
Eriyorum o karanlık kaldırımlarda
Soran, gören yok beni
Sönüktü tüm lambalar
Bilen yok gibiydi karanlıktan korktuğumu
Zincire vurulmuş bir zamandı
Kahpe bir inat sarmıştı bu şehri
Bir güvercin olmak isterdim oysa
Süzülmek isterdim gümüş gerdanlıklı mavide
Meğerse kanatları kırıktı güvercinlerin
Kurşuni kabuslara bürünmüş bulutlar
Günahlardan arınmak için
Tanrıyı mı bekliyordu herkes... Bilemedim
Yoruyor beni kovalamaca
Kaçamıyorum
Kaçamıyorum bi türlü ayazdan
Düşüp kalıyorum olduğum yerde
Hâlâ yakamdaydı dünden kalan "ben"ler
Şimdi yalnızım
Tekrar tekrar yazıp siliyorum
Anlatmak istiyorum yağmuru tutan ellerimi
Çizmek istiyorum yüreğimi...
Gözlerimdeki ıslak kalpleri
Yapamıyorum...
Dalıp gitmişti uzaklara sözcüklerim
Limon ağaçlarında ayrı bir karamsarlık
Aynadaki yüzde ayrı...
Oysa kin neydi bilmezdi dudaklarım
Bilmezdi ıslanmayı yanaklarım
Kış güneşi doğardı erkenden
Ayazdan kaçarken kirpiklerimde...