Yakarış Şiir(ler)i
1.
beni zerdâli çiçeklerine yasla!
yaşamın anlamı nedir, onu anlat
nedir sıcak zulası sevginin
upuzun bir güzse ömrümün yarısı
öbür yarısı ilkyazlara yönelik
boranlara sırdaş ömrüm özler yağmuru
yaralarımın sembolüsün sen benim
yangınlı kaderimsin, tıpkı bir gül kıvâmında
kimbilir öteki yüzüsün suskunluğumun
ceremesi çekilmiş ve çekilecek cesâretlerin
dilinden düşmeyen anti-faşist türküsün
barajıyla dövüşen bir ırmak gibi
güzel günlerin güvencesi, büyük olasılıkla
kimliğimin yüz-akı, köktenci sesim
yeryüzünü kavrayışımın biricik seçeneği
mâdem ki şafağa varır bu acının parkuru
çivile beni gecenin koyu karanlığına
dağlar senin her dönemde anayurdun ya!
2.
a.
en yaramaz çocuk ol
çiçek ol, en kuralsız
kıran-kırana yaşadığımız
şu uğursuz günlerde
gözünü budaktan sakınmaz söz ol
sedef saplı bir bıçak ol
saplan kalbime
delice yağmur ol
beni ıslat
ipeksi saçlarında
çıkan fırtınaları
devir üstüme
sarıl utanmazlığıma
unutkanlığıma da sarıl
karamsarlığımın ışıldağı
iyimserliğimin yurttaşı ol
parasızlığımı-pulsuzluğumu, çulsuzluğumu sev
bil ki sevda denen olgu
yüreklerde meyvelenir
sarayda ve köşkte değil
b.
iplik iplik
düğüm düğüm
doku beni
sırılsıklam sevincinle
sevdanla
kıvrım kıvrım kederinle
kavganla
doku!
doku!
ak-pak ayaklarının
altına serilecek
kilim olayım
nakışları yaşam yüklü bir kilim
sevgilim!
3.
sen sevdayı sıradağların doruğunda mı
çiçeklenmiş bir öfkenin içinden çıkarak
yağmur çisentisinde mi dolaştırırsın
sen sevdayı sokak sokak kapı kapı mı
kurduğun düşlerin rüzgârında savrularak
ozanca bir duyarlıkla mı dolaştırırsın
sen sevdayı dervişçe düşünler içinde
korkunç uçurumunda mı yaradılışın
kalbinin burgacında mı dolaştırırsın
ey hüzün ormanının utangaç kızı
senle dolup-taşmalıyım
ishakkuşu öttüğünde yarılan kalbinle
sana bağışlandı bak
balçık ile kuşkudan
türeyen bilgi
görmezlikten gelme, n’olur
duymazlıktan gelme, n’olur
yaşantımın ölüme eşdeğer olduğunu
gene dolaştır sevdayı, gücünün yettiğince
çapraz ateş altındayım, al beni de yanına!
4.
beni baharla karşılaştır
karamsarlığımdan arınayım
iyice bir arınayım
rüzgârımı çiğdemli kıl
aşk yurduna savrulayım
ozanca bir savrulayım
sesimi sesine sığdır
sessizliğimden sıyrılayım
sessizce bir sıyrılayım
içimdeki şu yangını körükle
canevimden haykırayım
gönlümce bir haykırayım
öp beni, çıldırt, ufala, dağıt
tartışmasız senin özünde, benliğinde yok olayım
yiğitçe bir yok olayım
5.
susma, sesin çınlasın, n’olur
her bir şey tatsızlaşır sen sustuğunda
ne gerçeklik güzel, ne düşler sıcak
güneş gizemli değil ufukta
gülsene hadi gözlerin ışıklansın
gözlerin ışıklanırsa şehir aydınlanır
hiç şüphesiz, dirlik-düzenlik gelir
severek katlanırım acılarıma
sessizce yüksünmeden çocukça
“ölümsüzlük ardında gılgamış”ı oku bana
veyâ ne bileyim, bir hint masalı anlat
bir de gülücük kondur dudaklarına
öylece karşılıklı yıldızlara tutunalım
yıldızlara tutunalım, kıyâmet kopuncaya
6.
derin uykulardan uyandır beni
sarmaşıklı gülüşünü sevdiğim kadın
uyandır da göreyim dünyanın hâllerini
karmakarış öpüşünü sevdiğim kadın
anlat bana: ne zaman bitecek bu zulümler
sağanak yağış bakışını sevdiğim kadın
şöyle şiir tadında yaşamaklar yakın mı
sevda-barış duruşunu sevdiğim kadın
bir rüzgâr ol, es hadi veyâ deniz ol kudur
yangın-yanış kalışını sevdiğim kadın
(*): Eksik Kırlangıç kitabımdan, 2014
savrulduk!..tam on yıl oldu anlat bana...
anlat bana: ne zaman bitecek bu zulümler
sağanak yağış bakışını sevdiğim kadın
Hiç bir şey eskisi gibi değil şair ancak umutlarımız hala aynı kalan çokça tebriklerimle