Yalan

Bak ışıklar yandı
O küskün kasabanın
Yorgun kaldırımlarına

Kederlerini gömdü
Şehrin asri mezarlığına
Başucuna isimsiz bir kazık
Ayağında kıvılcımdan serviler.


Son yudumu içti, kızıl kadehten şarabın
Ve tövbe etti kayalığın serserisi

Yakamozla soyundu, günahtan
Köpükten alıp gusülü,

Ezanla doğurdu şehri
Yeniden...


Yeniden doğdum ben
O nafile secdesinde iken
Sarhoşluğunu çaldım
Çirkefini salıp körfeze


O eğildi
Ben dikildim


Kaypak kahkalar attım
Yüreğimi hibe edip güneşe

Avuçlarımda öldü
Delikanlı Eylül türküleri,

Ben öldüm
Aşkı öldürken...


Karanlığı kurşunladım
Işık sürüp namluya,Zühre söndü

Zühre söndü
Kandillerini yaktım şehrin



Bak ışıklar yandı
O küskün kasabanın
Yorgun kaldırımlarına


Karanlığımı gömdüm ben
Şehrin asri mezarlığına.


Şimdi ıslığımda
Kendimi astığım oynak türküler
Kaypak kahkahalar atıyorum
Köpük renkli kayalarda

Karanlığını kurşunluyorum
Aydınlatıyorum körleşen gözlerimi

Kahpe şiirler yazıyorum
Adını silip parşömenden
Unuttturuyorum kaleme
Zifri saklayıp sıvanaya

Dumanlışıyorsun her nefeste
Karışırken lacivert zamanlara.

Dimağımda yosun renkli boşluklar
İyot kokulu işgallere salıyorum ruhun sen hallerini

Unutuyorum sevgili
Şehir alkol akşamlarında unuturken beni...


'' İnanma


Yalan
Külliyen ''

10 Nisan 2012 941 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar