Yalan Gerisi
Üzüldü görenler benim halime, tutanım yok elimden,
Karalıymış aşktan yana şansım, sınıra gelir dayanır,
Her vakit derdi “bir di canımız”, şimdi sözlere ne oldu,
Sevdiklerini unutarak yaşayanlar, buna nasıl dayanır!..
Ayrılıklar kazılıymış dün den beri, aşkın hafızasında,
Yanan yürek kıvılcımları toplanıp, koca göğü sarıyor,
Örtünmüş renk renk, basar geceyi, sanki fener alayı,
Ateşiyle kıvrandıkça, ayrılığın acı nefesi bağrı yarıyor!..
Aydınlık kuşatmıyor sessizliği, alaca karanlık havasında,
Mutluluk sarmıyor sessizliği, tüketir bütün gün bekleyiş,
Huzura varmıyor sessizliği, unutuşu gönlün derinliğinde,
Yalnızlığa uyanıyor sessizliği, aşkın gidişatındaki tekleyiş!..
Ne yapabilirim, sevmeyen evreninde her zaman parlar,
Ne tuhaf bir dünya, kader çelmesini gördük, geçirdik,
Ne yapayım, bütün sevenlerin alın yazısı da böyleymiş,
Ne diyeyim, göze uyku girmeyen aşka, biz de seçildik!..
Düşmüşüz tuzağına aşkın, gelişi belli olmayan hasretin,
Ağaç dalları gibi, ahenkle savrulan, yele benzer kaygısı,
Sevgi sahillerinde yalnız duygusu ha bire kulaç atarken,
Küme küme üzüntü konukları oluyor, yitikliğin algısı!..
Ayrı olmak özlemleri artırır, alır götürür, mazimize doğru,
Hicran bağlanan yaralar azmış, yardım etmez aşkın perisi,
Geriye aşkın soğukluğu kalıyor, ayrılık sabahına uyanınca,
Aşık bedenin içindeki can, sevdikçe terk edilir, yalan gerisi!..