Yalnız(ca)

Tek başına yürümek kaldırımlarda...
Hep bir şeyler düşünmek,
Bir şey düşünmek,
Bazen de birilerini, birisini.
Hep yabancı hissetmek, kendini dünyaya...
Bilinçsizce, hayranlıkla, şaşırarak bakmak,
Diğer tüm insanlara...
Aklında hep bir şeylerin olması...
Gördüğün en saçma şeyin bir hatıra,
Bir sebep ya da bir sonuç olması,
Bu yüzden yalnız yürüyememek aslında...
Yürürken bir tanıdığa rastlamak...
Selam vererek gülümsemek ona,
'Buyur, otur, sohbet edelim' gibi,
'Gel, otur, konuşuruz oradan, buradan' ları,
Reddetmek, kibarca.
Bir şeylerden kaçmak, yalnız kalmak...
Belki de kendinin dahi inanmadığı şeyleri,
Söylememek onlara.
Nereye gittiğinin önemi olmadan,
Yürümek, yürümek yalnızca...
Varmak, varılamamış bir noktaya...
Soramaması sana kimsenin,
'Hayırdır, hangi rüzgâr attı seni buraya?',
'Rüzgâra kapılıp gelseydim, bu kasırga olurdu anca',
Diyememek sorsalar da...
Gülmek, gülümsemek yapmacıktan...
Hep, 'iyiyim' diye cevap vermek,
Nezaket dolu hatır sorularına.
Yürümek, yürümek yalnızca...
Kin kusmak, kaldırım taşlarına bile,
Onlar da şahitler diye.
Sinirle bakmak, diğer insanlara...
Belki de kıskanmak onları,
Daha güzel ya hayatları.
Yürümek, sadece yürümek...
Dünyanın bütün dertleri omuzlarında,
Ve hep, düşünceler aklında.
Ulaşamadığın ciğer olması hayatın,
Hep asık, bir karış suratın.
Yürümek, yürümek yalnızca...
Geçmişin hep aklında,
Ve geleceğin avuçlarında.
Yalnız yürümek, yürümek yalnızca,
O, dost-düşman kaldırımlarda.
Bilsen "yalnızcasın" oysa!

11 Eylül 2010 77 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar