Yalnızlığın Biyografisi

Sonu gelmeyecek bir gidiş enjekte edilmişse alnına.
Bir piç gibi düşer yalnızlığın, sağanak yağmur edasında,
Avuçlarına...
Silersin üstüne, başına; kurtulma çabasıyla...
Geç fark edersin.
O' körpe kalmıştır, sense yetim...
Ve gelen her kadın yalnızlığına duacıdır nitekim.
Dilekler hep aynıdır giderken: 'ömrü uzun olsun.'
Ananda olsa, yâr sandığında...
Ve Anlama zatı teşrif edince dimağına:
'Bir başınalığına kalmakmış' dersin hekim.

Sonra,
Tek lisan lâl' biçersin yalnızlığına,
Tabi bi' kaç beden büyük gelecektir omuzlarına.
Ama 'seneyede giyer' deyip teselli edersin kendini aptalca.
Libas olur aptallığına terkedilmişliğin...
Aşk tutmazlığın...
Yanlış zamanda doğru tercihçi'liğin...

Ve sevilecek O kadından, bi' O kaldığından geriye.
Zamanla seversin yalnızlığını.
Rahminden düşmüşçesine....
Ağlamaklı kalıverir bazen yalnızlığın, gri tohumlarını yarına eken gecelerde.
Seninse şiir damarın tutar, tınlamazsın bile bile.
Oturursun kara kaplı sayfalarının baş sedirine.
Hıçkırışını dinlersin hoşnut bir tavır ile...
E körpedir maruz görmek lazım,
Avutmak lazım dününle...

Aradan hayli O'nsuzluk geçer.
Yelkovanın akrepleştiği günlerdir.

Bi' şey fark edersin dilinde...
Yalnızlığınla bağışık bir sus!
Ya da yalnızlığınla vuku bulmuş mu desem?
Dilin, dudaklarının ardı harf içinde...
Ağzından taşmak için yalvarıyordur sanki her biri.
Dişlerini kıracaklardır adeta, isyankâr mı isyankârlar!
Uzuvlarıyla damağını delmişlerdir.
Kan revan içindedir ortalık...
Harfler parazit gibi yapışmıştır nutkuna...
Onlar yüklendikçe dişlerine, sen dudaklarını dikersin yenilmeme kaygısıyla.
Sus'a itaat edersin, harflerin isyanında.
Susmak en güzeli dersin, alışırsın zamanla...

Yine aradan hayli bi' O'nsuzluk geçerken, birde Ben'sizlik takılır yanına.
Bu sefer saniyeler akrepleşmiş olacaktır hayliyle.
Yalnızlığının boyu kadar çocuğu bile olmuştur.

Artık kocadığını anlarsın, vedalara ev sahibi haziran akşamında.
Ahirette ölü doğmak için sıranı beklersin heyecanla.
Kapında Azrail'i görünce sevinçle buyur edersin.
Ve giderken tek bir şey kalacaktır hıfzında.
Yalnızlıkla beraberken dama oynadığın halıdaki motifler...
Unutma...!

29 Haziran 2011 50 şiiri var.
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Son şiirlerinize göre daha yetkin bir şiirdi...Daha lezzetli ve daha şiirdi sanki...Eleştiriye ve öneriye kızmadığınız inancıyla bir şey daha eklemek istiyorum: Şiirde düz anlatımdan kaçının, düz yazıdan uzaklaşmalı şair, şiirin kendi sesi ve dinamiği vardır, kulvarı da ayrıdır...Basit,sıradan söyleyişler şiirin çoğunluğunu kapladığı müddetçe şiir için tehlike çanları çalmaya başlar. İmge şiirin olmazsa olmazı...(divan edebiyatında bile vardır ve imgesiz sanat olmaz)Bazıları imgeyi,çağdaş sanatın türetmesi zannederler,fakat öyle midir? Necip Fazıl'ın müthiş şiirleri, imge kokan bahçedir,lalezardır,gülşendir. Aynı yaklaşım Nazım'da ve özellikle Attila İlhan'da görülür. Çok daha geriye gidersek, Yunus, Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Fuzuli, Nedim, Baki gibi şairlerde imgeye bolca rastlarız. İmge, kimilerine göre saçmalık,artistik bir söyleme biçimidir. Bırakalım onlar öyle bilsinler. En kolay tanımıyla imge: betimleme değil, öznel söyleme ya da ifade etme biçimidir. Beynimizde tasavvur ettiğimiz görüntünün, iyi organize edilerek yansıtılmasıdır imge...O halde imge, bir hayaldir, fakat hayalin öznel yorumlamasıdır. Şiiriniz güzeldi, daha da iyi olacağı inancıyla... Saygı,selam...

  • ben perdelerdeki motifleri incelerdim küçüklüğümde..Bir de kırık fayanslardaki desenleri konuştururdum beynimde..Şimdi kalabalıklaşmış olmalıyım..Bıraktım desen okumayı..:)..Güzel bir şiir okudum..Bizi anlatan..

    Yalnızlığın güzel hallerinden birisi de düşüncelerimiz ve eserlerimiz sanırım..Aşırı kalabalıkta onları toparlamak zordur çünkü..Tebrikler Gökhan bey..👍👍

  • 13 yıl önce

    Sonu gelmeyecek bir gidiş enjekte edilmişse alnına. Bir piç gibi düşer yalnızlığın, sağanak yağmur edasında, Avuçlarına... Silersin üstüne, başına; kurtulma çabasıyla... Geç fark edersin. O' körpe kalmıştır, sense yetim...

    Harika çok beğendim anlatımı şiirdi..selamla...