Yalnızlığın Dansı
Rüyalarımda açan hiçbir kır çiçeği
Güneşin gölgesinde senin kadar ahenkle
Ve ayaklarıma bir taş değmişken bu denli
Saat on ikiyi beş geçerken dans edemezdi
Bilir misin yalnızlık ne kadar zordur
Bir balon bırakırsın bulutlara
Elini karanlığın küllerinden kurtaramazsın
Islak bir caddede tökezlersin de düşmezsin
Ruhunda koca bir şemsiye vardır ama
Soğuğun kırıkları canını acıtır
Pencere korkuluklarının ardından gördüğüm
Hiçbir kırmızı tokalı kadın
Gözlerinde seninki gibi bir cennet ile gezmiyor
Buğulanmış olacak ki kalemimin ucu
Yazmak uzun sürüyor
Giderken bıraktığın acılar
Beni bu diyardan sürüyor
Başını eğmiş başakların bile gün gelir de yüzü güler
İki rayın arasında takılmışım
Hangisinden rüzgar eser de
Beni sana sürer
Ellerim bağlı ve dudaklarımda kelepçe
Yaşamak için seni sevmekten daha hoş
Var mı bir gerekçe...