Yalnizliğin Hüznü
Dostların vardır hayatta...
Sabahın ilk ışklarından
Akşamın belirsiz karaltılarına kadar berabersindir
Onlarla....
Yüzlerine baktığında bir tebessümle karşılaşırsın
Kuru,yüzündeki gülümseme önüne döndüğünde kaybolan...
Ve en çok da acıının alasını tattıran bir gülümseme
Ne çok alışmışsındır aslında o gülümsemeye
En çok güvendiğin,bu gülümseme içindeki
En duru saflık,güzellik,tazeliktir...Senin var sandığın
Ve bir gün bu dost dediğin aslında,kendi içinde de bir yer edinemediğin insanlar
Yüzlerindeki maskeyi savuruverirler etrafa..
İşte o zamn şaşırırsın
Belki bir lokma da olsa içindeki kaybettiğin bu saflığı bulmaya çalışırsın..
Ama yoktur işte!
Gerçek yüzden başka bir şey bulamazsın gözlerinde
Beton gibi kapkatı..
Sonsuz karanlık gibi simsiyah
Ve karabasan gibi korkunç...
Küçücük yüreğin anlar yalnızlığını
Elini tutmak için beklediğin dostların yoktur yanında
Elini uzattığında bir el bile çok görülür o anda sana...
........................
Dostların dışındaki sırtından vuranlardan özenmişlerdir belki de onlar..
Ama sen yine de iyi niyetli davranırsın..
Beklersin onları gelmeleri için
Ama yokturlar işte yanında
Seni yere düştüğün anda bırakıp gitmişlerdir.
......................
Ve sen yalnızlığın verdiği hüzünle
Gökyüzünde şimşekler çaktırırsın
Ama kendi içinde...
Bir mezar açıp girmek istersin...
Yeryüzünün seni kabullendiği yere kadar
Ama gözlerinin içinde....
Ve ağlamak istersin
Gözlerindeki masum yaşlar kuruyana dek...
Ama gözlerinin seni istediği yere kadar.......
Ve belki de ölmüşsündür
Toprağın en karanlığındasındır
Şimşeklerin çaktığı,kasvet ve uğultuyla dolu gökyüzündesindir
Yüreğindeki ağırlıkla birleşen saflığın uçurumundasındır
Ve belki de bu karanlık gökyüzünde hiçbir zaman göklere eremeyen bir uçurtmasındır!!!!!!!
tesekkür ederim abicim🙂
oo seda sen neler yazmışsın böyle...tebrik ederim kardeşim. 👍