Yalnızlığın Ve Sessizliğin
Kirpiğin düşer sessiz bir kışın göğsüne
Geceye sürtünür geçersin için dışın darmadağın halde
Kahven soğumuş
Sigaran sönmüş
Başın alabildiğine dönmüştür
Ama sanma acı dinmiştir
Sesin yorulur
Kendi içinde boğulur boğulur cümlelerin dudağına gelmeden
Uzakları düşleyen sadece yüreğin mi sanıyorsun
Yanılıyorsun
Yanıldıkça kendinden uzaklaşıyorsun
Farkındasın
Ve bunu çok iyi biliyorsun
İçinde çoğalan bütün hicaz makamlar
En derinlerini parçaladıkça her kırk ikindi yağmurunda
Aynaların kalbinde tarumar oluyor yüz hatların
Ne yazık ki seni çoktan terk-i diyar etti
O haşmetli beyaz kanatların
Devrin daim olmadı
Kısa sürdü hürriyetin
Zindan karanlığına can kurban
Seni yedi bitirdi yalnızlığın ve sessizliğin