Yalnızlığın Yığıntısı
Buhusuna çizdiğim yoldu camımın,
Yola baktığım halde eğri Köşesinde Bi kış günü,
Hep gitmek saklanıyordu yüreğimin derininde,
Ait değildi bu mücadeleye, hiçte sahip olamadım abimdeki cesarete...
Gözlerinde adanmışlık vardı Anamın,
Derdi deryalar kadar derler ya, ha işte ondan,
Yarımdı bir tarafı, bir tarafında koca dünya,
Hiç ağrımadı bacakları,
Şimdi leri daha anca uzattı...
Babamla köyün yamacında uzandık, gitmeden
O şöyle köyüne baktı,
Sıgarasını yaktı,
Bende baktım ama,
O altısında küçüklüğünden bugüne dolaştı,
Bende firar düşünceleri vardı,
Anlamadım....
Herşey bu kadar karmaşık olmasaydı keşke,
Ben uçurumun kenarında
Hiçliğin hemen köşesindeyim,
Bir adım atsam en dipteyim,
Bilmiyorum kimim? Kimlerleyim?
Dünyada garip Bi yerdeyim....
Bu ben miyim?
Hergün bin küfür, Bi günah,
Bu hayat bana gelmiyor mübah...
Annemin sevmediği çocuğuydum, hergün bin ah!
Ben yitirdim çocukluğumu hiç uçuramadığım uçurtmanın kanadında...
Kimin gölgesi değdide tohum attım denize,
Kimin avuçları göğe açıldı da dualar kabul oldu yağdı yağmurlar?
Elif kız doğurdu Vav'ı.,
Gözünde Bi damla gözyaşı....
Bedenim leş,
Bedenim yalnızlığın yığıntısı,
Geçmiyor kulaklarımda uğultusu...
Gitme! deyişinin peşi sıra...
"+Niye uçmuyor inci -Uçar bir gün" (uçurtmayı vurmasınlar)
Kaleminize sağlık, sevgiyle