Yalnızlık 2
bir otoban yolculuğunda
şu dağlarda kar olsaydım dersin
Yusuf geçer içinden
bir bildiği vardı elbet......
bir otobüsün penceresinden
bozkırları seyretmek gibi yalnızlık
rastladığın her durakta
ışığı yanan pencerelere bakarsın
içinde ne aşklar,ne sevdalar
ve ne yol ayrımları var kimbilir.
yalnızlığını terkedebilir misin..
belki yaşadığın evleri
senin olmayan hayatları bıraksan..
içinde çoğaltarak dönersin yalnızlığını..
yani tedavisiz ur gibi..
bilirsinki sınırlarının bittiği yerde
başkasınınki başlar..
zoraki sevdalar.
yetmez çok kişilik olmaya
ve yalnızlık bunların işe yaramadığını bilmek.
defalarca kez
güvenli sığınaklara
demir kafesli
tül perdeli sıcak ama yalan
odalara sığınmak
aptalca yüzüne bakan tabaklara sövüp
boğazından tek lokma geçmesin istersin..
paylaştıkça çoğalır..insanoğlu aslında
gülersin
resmini çekersin
kar tanelerinin ve
ekranda yine silüetini görürsün
çünkü ellerin ancak bir adım uzaklığında yol alır
artık ne güzelsindir
ne çirkin
kendine insan olduğunu hatırlattıkça
gölgen güler haline
nötr yaşarsın ve
kendini tekrar ettikçe
uzaklaşırsın benliğinden
duyurabildiğin kadar duyurmuşsan sesini
ve sağırsa odalar
yapacak hiç birşey yoktur aslında
begonviller sarsa evinin duvarlarını
bir haziran düşüne gebe uyansan
pencerenden güneşi doğursan
akşam sefalarıyla kapatırsın kapını
gel geç rüzgarların hışmı hiç bırakmaz yakanı
geleceğe sürsen hayallerini
bazen geçmişe çağırır sesler
bilirsin ki..
camların ardında kalır hayatın
ve emanet yaşamışsın odalarda
pencereden gördüğün gölgeler
başka kadının saçlarıyla savrulur
bir düş daha bitti dersin...
üretim makinesi gibi yaşarsın
ölmesem, yapacak ne çok şey var derken
unutmuşsundur
kocaman yalnız bir kürenin içinde
duvarlara hep teğet geçtiğini
veya mecbur kaldığını
korunmak adına...,
korunmak da ..yalnızlıkmış..
yüreğini söke söke alınır mı mutluluk insanoğlundan
olmaz bilirsin
sınırlar örülür yavaş yavaş..
sinsi rüzgarların savurduğu düşlerine
veda ederken
yine cebinde yalnızlık üşür
armağan ettiğin nice hayatlar vardır ardında
mutlu insanlar
mutsuz insanlar
tek sen yalnızlık labirentlerinde yürürsün
doğru olmak adına...
doğruluk da yalnızlıkmış..bilmedim...
bir an gelir
her şeye dair
ret cevabın hazır
ve artık yaşadığın hiçbir şey albeni taşımaz
düz yollarda başlar yolculuk
içeri doğru
isyan ettiğinde
dışarı doğru..
çok şeyi olanla
az şeyi olan
insan olmak da eşit
ölüm de...hastalık da..ve yalnızlık da
yol kenarında ki bir zavallıyla
beş odalı sırça köşkün efendisi
aynı yalnızlığı yaşar
tuhaf bir tezatı var hayatın
tarif edilmeyen...
inişler..çıkışlar..
yürüyüşler..
ve geri dönüşler..
dön dön aynı eksende dünya
kar taneleri gözlerine yağar
bir damla toplarsın anılardan
belleğinde sayısız yüz birikir
yalnızca aşka dair olmayan..
hayatı çoğaltmakta yalnızlık
attığın her yeni adımda
bilmedik duvarların var.
bazen bir yastıkta hep beraber..
bazen karınca kararınca deyip
savrulmadan yaşamalı sanki
bilmedik fırtınalarda göğsün
bir kurşuna hedef..bir nefessin
insan olmak kadar..
13.12.2010..ANKARA...ANKARA
Emeğinize kaleminize yüreğinize sağlık.
👍😙👑😊
akıcılığı ve içtenliği ile başarıya uzanan şiiri kutlarım😙
😥😥😥 yine şiirin içinden geçerken gördüm kendimi bir kenara çökmüş bakıyordum hüzün gözlerine....
sevgiler bırakıyorum sayfana bidenemmmmmm👍👍👍👍
hayatta bir yolculuk zaten tebrikler yürek sesinize