Yalnızlık
yokluğuna kanca takmış hayallerim,
gelmeni bekliyorum gece yarılarında.
mısralarımdan dökülüyorsun,
oluk oluk, kan gibi...
gözlerime çiziyorum resmini,
saatlerce seni izliyorum.
yüreğime kazımışım ismini,
seni kendimden bile gizliyorum...
"nerelisin?" diye sorma bana,
yar/alıyım,
içinden...
çıkmaz sokaklarım var,
tek çıkışı sen.
şarkılar seni anlatır şimdi,
şiirler seni yazar.
sabah olur çise çise dökülürsün içime,
geceme düşen ilk ışığa anlatırım seni.
aklımdan hiç gitmedi gülüşün inan,
inan koymadım şiirimin adını,
en çok da yalnızlığı beceremedim yokluğunda,
ve en çok da yokluğuna koyamadım noktayı,
ey yalnızlığıma imza atan insan,
bu muydu kalbimin sus payı?
hangi anlama yüklesem seni?
hangi cümle içinde kullansam?
geceme karışan hiçbir ten sarmadı senin gibi,
duvarlar soğuk,
yalnızlığı gösteriyor aynalar.
kahrolsun bu karanlıklar,
sensizlik yer yarılıp içine girsin...
adın okunsun dudaklarımda,
gözyaşı kalmasın yanaklarımda,
şimdi dua'sın hep avuçlarımda...
Özgünlük yeşermeye başladığında şiirlerin içinde daha da büyüyor güzellik. Dahası daha da iyi oluyor anlatılan.
Şiirce.