Yalnızlık
Kaç hicran mevsimidir susuyorum.
Sadece ellerimin titremesi değil bu!
Bir yakamoz sonrası denizlerim,
Gözlerini giyinir kül rengi bir gecede...
Ve... Ben dünkü saçlarına sığınıp,
Seni gölgelere soruyorum...
Her akşamın sarışın huzmelerinde
İçimi kanatan cam kırıklarını duyuyorum.
Oysa saçların dağınık, saçların siyah!
Parmak uçlarımda eski bir sevda yarası...
Ben ise ıpıssız bir otel odasında,
Kımıldamadan, Dimdik öylece duruyorum...
Hep içim içimi kemiriyor, korkuyorum...
Simsiyah perdelerde ince. İpince buğu!
Issız sokaklara senli bir yağmur yağıyor
Hangi eller tutuyorsa O narin ellerini!
Gözlerinle meftun bir köşe başında,
Başımı taşlara vuruyorum...
Sen. Simsiyah ufkumda bir akşamsın.
Annem pencerede yolumu gözlüyor...
Gözlerimde kızıl ırmağın kızıl suları,
Çocukluğum ayakucunda yalın ayak,
Vakitler tenha, siyah-beyaz uykular,
Saatleri sana kuruyorum.
Sen. Simsiyah ufkumda bir akşamsın. Annem pencerede yolumu gözlüyor... Gözlerimde kızıl ırmağın kızıl suları, Çocukluğum ayakucunda yalın ayak, Vakitler tenha, siyah-beyaz uykular, Saatleri sana kuruyorum.
Kalemin dert görmesin saygımla güzeldi
yine anne yol gözlüyor. kızılırmak bu sefer gözelrde kanıyor. sevgilinin saçlar dağınık ve siyah,narin elleri başka eller topluyor. saatler yine yalnızlığa vuran aşklara kuruluyor.
çok güzeldi ...
sevgiler.
👍Şairce bi şiir okudum yine sayfanızda ,tebrikler güzeldi...👍
Sevdalıya kurulan saatler ve dinmek bilmeyen bir hüzün...Kutlarım paylaşımı çok güzeldi... Yürek sesi..👍
Saatleri "birilerine" kurulu herkesi mest edecek, kızılırmağın büyüsünü renk edinerek kendine, insanı etrafını çevreleyen yörüngesinde yolculuğa çıkaracak kuvvetli şiiriniz için hayranlıklarımı bırakıyorum sayfanıza.
saygı,sevgi ve nazarboncuklarımla..👧