Yama Mevsimi
vakitlerden kırk yamalı
gerçeklik yaratmıştım
sabaha dolunayı eklemenin
müptezelliğinde
bir ben
bir de kırmızı terliklerim vardı
gökyüzü herkesin harcı değildi
kimi durak çizmişti hayaline
ya da iki fakülte, üç diploma
nereden bileyim belki aşık iki çift göz
yaşamıyordu içimde konuşan biri
siz söyleyin
karanlıkta maviyi başlatan neyse
bende eksikti
gözyaşlarım bazen geçmişten gelip
öylesine kapıyı tıklatırken
ne halde olduğumu yalandan merak eden
bir tanıdık gibi silik ve uzaktı
bazen perdeye takılırdı gözlerim
biri beni düşünüyor demek ne güzeldi
ardından yamalarımı onaran büktü gerçekliğimi
yanan tarlalar, mevsimlik işçiler, sonra yaşlı bir adam
hepsi bir anda geldiler
belki tanrıya yalvaran ellerimden biri gitmişti
sebebi yoktu adım atmanın
hüzünden ayrılmayan yanım
yazdırıyordu bunları
oysa kendime sakladığım adını andıkça
kalbimi söküp sonra
kirini pasını temizleyip yerine takmaktı senin yaptığın
kafamın eksik tahtaları bile
seviyorum dedikçe hatırladım
aşkın izinde geçen zaman baştan yazılmazdı
Oysa aşk tek kişilikmiş geç de olsa anladım der gibiydi şiir Kutlarım Bahar hanım
Her dizede farklılığını hissettiren bir şiir. Çıkmaz bir duvarın ortasında gökyüzüne, denize, kırlara uzanan geniş bir dünya açıklığı ve şiir o eşikten geçme cesareti sunuyor. Her yönüyle şiirdi. Kutluyorum, sevgiyle.
Orhan Kemal’in lise yıllarına okuduğum ,Bereketli Topraklar Üzerinde ,romanı aklıma geldi
İyi ve okunası bir şiir okudum
Kutlarım.