Yamalı Parka Üşümesi
Feragat ediyorum
Mirim
ömrümün kalanında
soluma meyilli yaşanacaklardan
hadi çıkıp sigara içelim
kış güneşi bir nebze ısıtsın
çizgilerimizin yoksunluğunu
Hatırlar mısın
cebimizdeki son kuruşlarla denkleştirdiğimizde
filtresiz bir paketin parasını
geleceğe taşıyacağımız ne çok şey birikiyordu heybemizde
şimdi dönüp baktığımda
sonraları alsak bile en pahalısından bir filtreli
kül tablasında söndürülen
solumuzda büyütmeye çalıştığımız közler olmuş her vakit
ve düşüp gitmiş heybemizden
aşka
ve ülkeye hediye edeceğimiz gelecek
Üzülüyorum mirim
kanımızla yaprak açtırmaya çalıştıklarımız
kelebek ömrü yaşıyor gözlerimizin önünde
ah bi boy verselerdi
hele bir de çiçek açsalardı
şu kafası küflü kütüğü andıranlar bile
avuçlarıyla su taşıyacaklardı
ve geçte olsa ne de güzel şeymiş diyeceklerdi
insanın birşeyleri solundan süzerek büyütmesi
Olmuyor mirim
tutunacak taşlarımızın altlarını oydular hep
ne zaman vazgeçmedik tutunalım hadi yeniden desek
koskaca kayalar devriliyor üstümüze
hani bıraktık kafamızın kolumuzun kırılmasını da
bizimle birlikte darmadağın kalan umudumuzun
beyaz masum kanatlarını iyileştirmeye
insan ömrü kâfi gelecek gibi değil artık
Şimdi kalkacaksın dimdik duracaksın biliyorum
başlayacaksın konuşmaya
Deniz'in son duruşmasında olduğu gibi
umuttan bahsedeceksin
belki kallavi küfürler sıralayacaksın bana
hiç yorma kendini
sadece gözlerime bak
ve anla
Tanrıya kafa tutarak söktüler
içimde aşka ve ülkeye dair ne varsa
Hadi filtresini kırıp da içelim bir sigara daha
bak zaten güneş de çekiliyor yavaş yavaş
üşümesin daha fazla
artık yama kabul etmeyen parkalarımız