Yan Cebine Koyduğunda Gözlerimi
/ Bir masalın en hüzünlü repliğindesin sen
Dokunmak istemiyorum artık yanağındaki ıslaklığa /
I ?
Ana kucağında irkilen ay ışığına korkmadan bakamam
Rengi değişken gözlerimle
Karanlığımı ışıtan sadece yağmur damlalarıdır
Beni hep gökkuşağı ürpertmiştir
Bir de, nefesimi soluyan garip bir mezar taşı
İki kişilik ölümlerin koynuna beni de al hiç çekinmeden
Çek yüreğimi toprak toprak sıcağına
II ?
Gitme dediğimde dinlemedi annem
Göç mevsimini denk getirmiş göçmen kuşları edasıyla gülümsedi bana
Sırtımı yasladığım akordu bozuk hayattır benimkisi
Ve günahların korkutmadığı,
Dudaklardan fısıltı tertemiz dualar yok artık
III ?
Yan cebine koyduğunda gözlerimi
İncir çekirdekleri gibi ezilmiştim oysa
Hüzünler daha camı aralamadan düştü saçlarıma
Ve benim, vurulmadan kanayan yaralarım vardı sana dair
Mecazi kuşların kanat çırpmasında ağlayan bir çocuk yalnızlığındayım
Kulağına yaklaştır göz yaşlarımı
Ayrılığın fısıltısını duyduğunda ürpertsin seni
Cama vurması bir serçenin kimsesizliğini
IV ?
Seni anlatmak için sır tutan kelimeler icat etmeliyim
çünkü aşk, zaafında ihanetler barındırır