Yangın
Yangın
buzdan soğuk gözleri
ateş gibi
alnıma kazınmış resmi
bir esinti
nazlı salıncağında hayatın
bir siyah gül açar
sabahımda baharın
karanlık bir tütsü kokar
koynumda hatıraların
vurgun yaraları
gözlerinde gördüğüm
gördüğüm.... anıların:
sarıl, kumdan dalgalarına
sarı taneleri dev
kızgın çöl topraklarına
sarı telleri alev
alev saçlarına
hayatın
hayatı kutluyorum
kutluyorum bugün
yarınlara gebe
bugün doğum günüm
yarınların beklediği
beklediğim şafağın
sabahında sevdalar
sevdalara sürgünüm
yanan bedenim olsun
ama değil
/güz gülü/
baharın:
hazan zamanlara sürgünü
kızıl yapraklardan anladığım
bir yangın
soğuk rüzgarlardı
ağaran saçlarım
ne olduğunu anlamadığım
ayaklarımdan başlayan
gözlerimde baş kaldıran
dudaklarımda duman
durmadan mırıldanan
hatıralarım
bir yangın
masum ateşlere benzemiyor
yakmıyor ellerimi mesela
dumanı da yok
lakin
tüm benliğimi sarıyor
yanaklarıma konan
okşayan bir kelebek
ışıktan kanatları
bir yangındı dudakları
dudakları bir buket
bukette yapraklardı
seneler döktüğüm
seneler tedirgin,
getirdiği;
bir hüzzam şarkısı
dönülmez yollardı
geçtiği
mesela
zaman: yanığı yüzümde
kestirip attığı duygulardı
ustura kesiği sandığım
yanağımdaki kan çukurları
kordan dudakların
öpüşüyle açıldı
alnım
mesela
kurumuş topraklardı
tırnakladığım
korkularım
kanayan yapraklardı
kara inat baş kaldıran
kardelendi hayat
kucakladığım
kucaklamayla başladı ayrılık
ayrılığın kırk dördüncü yıl dönümü
ağlamak yetmiyor artık
olmamakları bir kenara bırak
bırak bir kenara dünü
benden bir aşk yarat
bir aşk yarat örtecek zulmü
aşktan yarattığında günü
öptüm yanaklarından
yanaklarından ölümü
bir serenat sürer gök kubbeye
gök kubbe /aşkına/ süren serenat
sevdasıyla yalvartır aşıkları
aşıklara ölümüne bir buse
bir buse dokundurur dudakları
dudakları sıcak ölümün