Yanık Divanı
Gönlümün türabında, aşka düşse bakışlar
Kırılan gölgelerin, ardından yağmur başlar
Satılan emeklerim, yanar biter nakışlar
Meyve veren ağaçtır, yetenek çakıl taşlar
O yüzden ustalara, serap olur giderim
Yanık bir divan gibi, aşka düştüm beterim
Sermayesi güzelse, serveti hep doludur
Onu meşhur kılacak, sol eli sol koludur
Düşünme delirirsin, bu tanrının yoludur
Servet parada değil, insan kul olur yaşlar
Bitecek çilelerde, yol uzatır giderim
Yanık bir divan gibi, eskisinden beterim
Türküler şiirlerle, baş tacı edilirken
Sohbete muhabbete, beraber gidilirken
Bir gün olur çer ağa, tanesin dizilirken
Bir damlada bir hiçsin, unutur akıl başlar
Karaya vurmak için, rezil olur yeterim
Yanık bir divan gibi, benliğimden beterim
Unutmam ihanetin, kalbe değen elini
Döşüm iman tahtası, delip geçen dilini
Sözüm edep namustur, kıvırmadan belini
Söz düşünce sükûta, konuşacak bakışlar
Direnmem yalnızlığım, dipsiz kuyu giderim
Yanık bir divan gibi, sensizlikten beterim