Yansıma
Yedi kat gökyüzünün kubbesinde
Görünmeyenlerin görüldüğü, bilinmez diyarların ötesinde
Zamanlara sığmayan kudret, gövdemizde...
Bir karınca yuvasında fokurdayan karınca telaşında
Boşa kürek çekenler, gürüldeyen şelalenin akışında
Gidi sefiller... Sefil makamların gölgesinde üşüyenler...
Toprağın altındakiler, üstündekilerin yasında...
Bu kavga neyin kavgası
Bu acıklı türkü hangi çilenin üç gün sonra unutulacak yası
Bir gün sokak kapısı gıcırdayarak açılacak
Gelen sabah giden geceyi uğurlar gibi
Ölüm de yaşamı uğurlayacak, ardından dökerek su dolu tası...
Birbirine ulanmış uzun tren katarları gibi
Geçip gidiyor ömrün bütün demleri
Yaşamak sancısı inim inim inleyecek günün ve döşeğin birinde
Yeryüzündeki zift dolu sağanak, gökyüzünün gölgesinde
Gölgesiz gövdelerin her biri bir diğerinin izinde...
Mevsimler yaramaz çocuklar gibi şamatayla oynaşıyor avluda
Titrek bacaklarıyla yaşama tutunmaya çalışan kuzular
Kabarık tüylü, ırmak sütlü ve kendi kuzularıyla birer koyun oldular
Alabildiğine uzayıp giden çayırlara serpildiler hayatın tuvalinde...
Karınca yuvası kadar küçücük bir dünya burası
Oysa ne büyük destandır, bir tek karıncanın yaşama sarılması...
Ularken sigarasını bir diğerine, kendi kavgalarını düşünür insan
Kendi hazin öyküsünü dinler kendi iç sesinin uğultusundan...
''Bir karınca kadar olamadık'' diyerek hayıflanıp utanır
Yerdeki su birikintisinin yansımasından...
Yedi kat gökyüzünün kubbesinden düşüverir yerin yedi kat dibine
Uzun bir sigara külünün ardından...
Teşekkürler Şiirkolik Ailesi👍