Yar Tenine Güneş Değmiş
yar tenine güneş değmiş
yakar beni yare yare
mistik kokan demli bir çay kıvamında şimdi
ayak izlerine düşen gözlerim
ve yanaklardaki kellikler
bir kurşun omuzunda
ya da bir mavzer geçişinde
kalmışım ateş ikliminde,yanar durur yüreğim
çaresizliğimden
hangi bahane ki avutsun
hangi ışık tutsun kaybolan benliğime
yitirilmiş senziliğime
sen şimdi bir ateş teninde
bense bir kömür misali esmerliğimden
lav olmuşun patlayan volkanında
söz olmuşum kış ağrısında
ne medcezirler topladım sana
yakamoz inmeden göğsüne
şafak sökmeden ne ağıtlar yaktım...
toplarken çayden nilüferleri
ellerin kan seferi
çığlıkların an misali yankılandı giderken
inmeden sularına...yakmadan tüm gemilerini
seni benden alan o koya
götüren o sandala ve o adama
yaktım türkümü son defa
hangi tenki yanmasın yokluğuna
hangi dil ki koparılmasın haykırışlığına
yosun kokan bedenine...deniz gözlerine
ölüyorum denizkızım
yanma sürmeli meşem
yar tenine güneş değmiş
ve gitmiş...
giderken bırakırmıydın çığlarını çığlıklarıma
ki haykıramadım düşmesin diye beyaz tenlerin...